Supplementary appropriation is a type of over-appropriation spending practice that has been used every year for a long time. It emerged as a result of regulation and implementation within our financial system. Within the scope of the effective changes brought to our public financial management, the General Accounting Law No. 1050, which came into force in 1927, was completely abolished and prepared by taking the developments in the world as an example, aiming at public financial management in accordance with international standards. With the entry into force of the Public Financial Management Control Law No. 5018, accountability, financial transparency, and effective and efficient use of the obtained resources are aimed. In light of all these positive developments, in the first version of the 1982 Constitution, the budget issue was a constitutional boundary between the legislative and executive branches. However, with the 2017 Constitutional amendment, this limit was largely removed from the hands of the legislative body and ended in favor of the executive body. In the study, after evaluating the relationship between the concepts of final accounting law and complementary appropriations with the Constitution and what kind of transformations they have undergone in the historical process and reached today, the aim of the study is to evaluate the complementary appropriation from a constitutional perspective by looking for the answer to the question of whether there is a complementary appropriation in the Public Financial Management and Control Law No. 5018, which is the main element of the study.
Tamamlayıcı ödenek, uzun bir süredir her yıl başvurulan bir tür ödenek üstü harcama uygulamasıdır. Mali sistemimiz içerisinde düzenlenerek uygulama sonucunda ortaya çıkmıştır. Kamu mali yönetimimize getirilen etkili değişiklikler kapsamında 1927 yılında yürürlüğe giren 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu tamamen kaldırılıp dünyadaki gelişmelerin örnek alınarak hazırlanması, uluslararası standartlara uygun bir şekilde kamu mali yönetimini hedeflemiştir. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte hesap verilebilirlik, mali saydamlık, elde edilen kaynakların etkili ve verimli bir şekilde kullanılması hedeflenmiştir. Tüm bu olumlu gelişmelerin ışığında 1982 Anayasasının ilk halinde bütçe konusu yasama ve yürütme organı arasında anayasal açıdan bir sınır niteliği taşımaktaydı. Fakat 2017 Anayasa değişikliğiyle beraber bu sınır büyük oranda yasama organının elinden alınarak yürütme organının lehine sonuçlanmıştır. Çalışmada kesin hesap kanunu ve tamamlayıcı ödenek kavramlarının Anayasayla olan ilişkisine ve tarihsel süreçte ne gibi dönüşümlere uğrayarak günümüze ulaştığı konuları değerlendirildikten sonra çalışmanın ana unsuru olan 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunun içinde tamamlayıcı ödenek var mı sorusunun cevabını arayarak, anayasal açıdan tamamlayıcı ödeneğin değerlendirmesini yapmaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kamu Maliyesi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Ağustos 2024 |
Gönderilme Tarihi | 8 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 1 Nisan 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 10 Sayı: 1 |
Maliye Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.