Günümüzde gerek gelişmiş gerekse de gelişmekte olan ülkelerdeki suç oranlarını ve örüntülerini,
toplumların modernleşme süreçlerinden bağımsız olarak ele almak mümkün değildir. Bu çalışmada
modernleşme ve suç arasında nasıl bir ilişkinin olduğu, modernleşmenin suç oranlarını arttırıp artırmadığı,
suç oranlarının artması veya azalmasında modernleşmeye ilişkin hangi dinamiklerin etkili olduğu gibi
konular irdelenecektir. Modernleşme ve suç arasındaki ilişki dört temel kuramsal yaklaşım başlığı altında ele
alınabilir. İlk yaklaşım, Durkheim tarafından geliştirilen modernleşme perspektifidir. Modernleşme
perspektifi, hızlı ve köklü sosyal değişmelerin toplumsal alanda bazı patolojik sonuçlar (değerlerin
zayıflaması, bireyselleşme, yalnızlaşma, yabancılaşma, anomi ve toplumsal bunalımlar gibi) ürettiğini ileri
sürmektedir. İkinci yaklaşım ise suç ve suçluluğu, ekonomik yoksunluk, emeğin sömürülmesi ve giderek
artan ekonomik eşitsizliklerin sonucu olarak gören Marksist yaklaşımdır. Üçüncü perspektif ise, Elias
tarafından ileri sürülen uygarlaşma teorisidir. Bu teoriye göre, toplum modernleştikçe, ekonomik gelişme ve
refahın artması ile birlikte bireylerarasında yaşanan şiddet olayları azalmaktadır. Bir anlamda bu tez,
modernleşme ile birlikte şiddet suçlarında bir azalmanın olabileceğini (mala yönelik suçlar için değil) ileri
sürmektedir. Son olarak dördüncü yaklaşım ise, fırsat ve rasyonel teorilerdir. Bu kuramlar da suç
oranlarındaki artışı, modernleşme süreci ile birlikte bireylerin gündelik yaşam alanlarında veya bireylerin
rutin aktivitelerinde meydana gelen değişmelerin sonucu olarak görmektedir.
Bölüm | Sosyoloji |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2016 |
Gönderilme Tarihi | 4 Şubat 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 23 Sayı: 1 |