Daha önceki birçok araştırma, internetteki ve sosyal medyadaki katılımcılık olanaklarını ve olasılıklarını tartışmış, önemli bir kısmı da konuyu tekno-determinist ve tekno-optimist yaklaşımla ele alarak literatürde yer edinmiştir. Söz konusu araştırmalar, tartışmalarında ana akım sosyal medyaların özel mülkiyete ait şirketler olduğu ve bu şirketlerin tekel konumuna eriştiğini gözden kaçırmıştır. Ayrıca bu şirketlerin ticari hedefleri doğrultusunda hedefli reklamcılık sistemini aktif biçimde kullanmaları, üretketici gözetimini ortaya çıkararak üretketicilerin dijital emeğinin akademik düzeyde tartışılmasına neden olmuştur. Bu çalışma ise ticari sosyal medyanın tekel konumundaki hegemonik üstünlüğünü vurgulayarak bu şirketlerle üretketiciler arasında yeni bir toplumsal tabakalaşmanın oluştuğunu iddia etmektedir. Bu doğrultuda, çalışma, ekonomi-politik yaklaşımı benimseyerek sosyal medya üretketicilerinin konumunu ve sosyal medya şirketlerinin üretketicileri metalaştırma sürecini tartışmayı amaçlamıştır. Ekonomik yapının nasıl işlediği, üretketicilerin dijital emeği ve dijital emeğin maddi değere dönüşümü Instagram ve TikTok özelinde tartışılmıştır. Ortaya çıkan sonuçlar hem Instagram’ın hem de TikTok’un, üretketicilerini yalnızca ekonomik amaçlarına ulaşılmasında araç olarak gördüğünü, görünürlüğün ve dikkat çekmenin satın alınabilir olgulara dönüştüğünü ve böylesi bir mecrada katılımcılık ve katılımcı kültür olanaklarının tüketildiğini ortaya koymuştur. Ayrıca dijital emekçilerle tekel konumundaki sosyal medya şirketleri arasında toplumsal tabakalaşmanın yaratıldığı, buna neden en önemli unsurun da söz konusu şirketlerin tekelci hegemonik konumu olduğu düşünülmektedir.
Katılımcı kültür Ekonomi politik Dijital emek Instagram TikTok
Previous research has discussed the possibilities and opportunities for participation on the internet and social media. A significant portion of this research has been based on technological determinism and technological optimism, and has ignored the fact that mainstream social media platforms are privately owned companies that have achieved a monopoly position. In addition, these companies' active use of targeted advertising systems for commercial purposes has led to the emergence of producer surveillance, which has led to academic discussions of the digital labor of producers. This study, on the other hand, argues that the hegemonic superiority of commercial social media in a monopoly position has led to the formation of a new social stratification between these companies and producers. In this context, the study aims to discuss the position of social media producers and the process of commodifying producers by adopting an economic-political approach. The economic structure, the digital labor of producers, and the transformation of digital labor into material value were discussed specifically for Instagram and TikTok. The results show that both Instagram and TikTok see their producers as tools to achieve their economic goals, that visibility and attention have become purchasable phenomena, and that the possibilities for participation and participatory culture are consumed in such a medium. In addition, it is thought that social stratification has been created between digital workers and monopoly social media companies, and that the most important factor in this is the monopolistic hegemonic position of these companies.
Participatory culture Political economy Digital labor Instagram TikTok
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ekran ve Medya Kültürü |
Bölüm | İletişim |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Mayıs 2024 |
Gönderilme Tarihi | 30 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 2 Şubat 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 34 Sayı: 2 |