İnsanları
bir araya getiren ve düzenli ritüeller, ayinler veya törenlerdeki birleştirici
etkisinin yanında özellikle günümüzde içedönük ve bireyselleşme sürecinde
önemli bir role sahip olan müziğin geçmişten günümüze gelişmeler ve değişimler ile
algılanış biçimi de değişmiştir. Müziğin bir bilim dalı olmadan önceki ilkel
toplum yapısındaki yerine bakıldığında kutsal bir sesleniş ve iletişim aracı
olduğu söylenebilir. İnsan sesi ile başlayan müzik, ağaçtan ya da taştan
yapılan nesneler ile müziğin bir çalgı aleti ile icra edilebileceğini
göstermiştir. Doğa seslerinin tatbik edilmesi ile başlayan süreç insanoğlunun
önce taklit ile ve daha sonra sosyal, psikolojik, kültürel ve inançsal boyutta
hayatın her evresinde varlığını sürdürebilen bir iletişim özelliğine sahip olan
müziğin kutsal bir görevi olmasının yanında kolektif bir bilinç ile davranışlar
sergilemenin de önemli bir unsuru haline gelmiştir. Arkaik toplumlarda hayvan
seslerini taklit ile başlayan ve iletişim aracı olarak kullanılan yöntemler
Şamanist toplumlarda şamanın davulu ile raks etmesin, gerçekleştirilen
ritüellerde birleştirici rolü ile sosyal bir araç olma özelliğinden günümüzde
hazırlanan konserlerde binlerce insanın bir araya gelmesine öncülük eden müzik
özünde yer alan sesin büyüsünden bir şey kaybetmemiş görünmektedir. Ses müziğin
temelini oluşturması ile önem arz ederken geçmişten bugüne sese atfedilen mana
ve algılanış biçiminde değişimler kaçınılmaz olmuştur. Bu çalışmada üretilen ve
tüketilen müzik bağlamında müzik ve kimlik ilişkisi, müziğin sosyolojik, psikolojik
ve mitolojik özellikleri incelenerek müziğin gençliğin ailesi, çevresi ile olan
ilişkilerine dikkat çekilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 1 Sayı: 2 |