FSEK kapsamında bilgisayar programlarının de lege lata olarak ve herhalde diğer eser türlerinin de bona fide temelinde korunması mümkün olmaktadır. Bununla birlikte somut olayda numerus clausus eser türlerinin de hatırı sayılır oranda örtüşebildiği görülmektedir. Başka bir deyişle bir takım eserlerin korunması birden çok hukuki sebeple mümkün olabilmektedir. Ayrıca tescil esasının benimsendiği sınai haklar karşısında Bern Anlaşmasından beri herhangi bir prosedürün öngörülmediği telif sisteminin avantaj sunduğu söylenebilir. Bununla birlikte ayırt edicilik yönünden ortak fonksiyon ihtiva eden coğrafi işaret ve markalar ilişkisinde ise coğrafi işaretlerin korunmasına üstünlük tanındığı ancak önceki tarihli ve iyiniyetli markaların bulunması durumunda bunların coğrafi işaretlerle birlikte piyasalarda varlık göstermeleri mümkün olacaktır. Ayrıca gerek telif hakkı kapsamında hususiyetin gerekse de tasarımlar bakımından ayırt ediciliğin de minimis sağlanması ilgili himayelerin oluşumuna kural olarak yetmeyecektir. Ancak bu sonuca per se ulaşılamamakta nitekim tasarım özgürlüğünün daraldığı alanlarda olağan şartlarda yeterli olamayn de minimis farklılıklar yeterli olabilmektedir. Söz konusu tasarım özgürlüğünün daraldığı alanlarda herhangi bir kişi lehine sübjektif hak tanınmasının kabul edilmesi durumunda da sonraki tarihli oluşabilecek tasarım ve inter alia fikri hakların yersiz olarak engellenmesi anlamına gelebilecektir. Dolayısıyla rekabet özgürlüğünün tesisi ve haksız tekellerin önüne geçilmesi bakımından da söz konusu endişelerin gözetilmesi hayati önem taşımaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Psikolojide Davranış-Kişilik Değerlendirmesi |
Bölüm | Derlemeler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 1 Sayı: 1 |