Göç, insanlık tarihinin başlangıcına kadar uzanabilecek uzun bir geçmişe sahiptir. İnsanın ihtiyaçları farklılaştıkça göç de bu ihtiyaçların karşılanma duygusunun peşinden gitme süreci olarak karşımıza çıkmaktadır. Göç, insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahip olmakla birlikte farklı sosyal, ekonomik, kültürel nedenlere bağlı olarak farklı biçimlerde gerçekleşen sosyal bir olgudur. Göç, bireyin yada grupların daha iyi yaşam koşullarına kavuşabilmek adına yaptıkları mekân değişiklikleri olarak da tanımlanabilir. Doğal afet, kıtlık ve savaşlar göçe geçmişten farklı olarak yeni anlam ve içerikler yükleyebilmektedir. Daha iyi yaşam koşulları aramanın yanına, güvenli alanlara ulaşma, hayatta kalabileceği kadar besine ulaşma, barınabileceği konutlar bulma gibi unsurlar göç içinde belirginlik kazanabilmektedir. Göç her şeyden önce bir yer değiştirme hareketi olmakla birlikte yeni kültürel, sosyal, ekonomik ve siyasal süreçlerin ortaya çıkmasını sağlayan bir toplumsallık sürecinin de besleyicisidir. Ancak toplumların ekonomik, sosyal, kültürel ve teknolojik olarak gelişimi, göçe ve göç sürecine birbirinden farklı yeni boyutlar eklemiştir. Bu yönüyle göç, çok yönlü bir değerlendirmeyi gerekli kılmaktadır. Ancak bu yönlerin tümünü bir çalışmaya sığdırmak mümkün değildir. Türkiye Suriye iç savaşına kadar hem göçün çoğunlukla transit ülkesidir. Ancak Suriye savaşı ile birlikte göç, Türkiye açısından baş edilmesi zor bir sosyal olgu olarak görünür olmaya başlamıştır. Çalışmamızın amacı, Türkiye’nin göç hikâyesine genel bir bakış ile birlikte Suriye göçünde izlenen politikaların ayrıntılarını ele almaktır. Bunun yanında Türkiye’nin göç tarihi de kısaca ele alınmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 8 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 4 Sayı: 2 |