XX. yüzyılın başlarına gelindiğinde Osmanlı Devleti’nde çoğunluğu tek derslikli olmak üzere 5 bin civarında ilkokul, 23 lise, pek az öğretmeninin bulunduğu birkaç sanayi mektebi ve bir üniversite bulunmaktaydı. Ülkedeki sanayi ve az sayıdaki okuldan mezun olanların istihdamı meselesi ise daha farklı bir durum arz ediyordu. Devletin memur ihtiyacını karşılamak üzere belli başlı şehirlerde bulunan birkaç idadi dışında meslekî ve teknik eğitimin devletin eğitim politikaları arasında yer almaması nedeniyle askerî veya sivil bir memuriyet dışında kalan şehirli genç Müslüman nüfusun pek azı bir meslek ve iş sahibiydi.
Türk Milli Hareketi’nin başarıya ulaşması ile beraber evvela eğitim-öğretim ve iktisadi meselelere önem verilmiş, bir yandan meslekî ve teknik okullar açılırken diğer yandan da art arda milli sanayi tesisleri kurularak genç nüfusun eğitim ve istihdam sorunu çözülmeye çalışılmıştır. Nitekim Cumhuriyetin 15. yılına gelindiğinde hem eğitim-öğretimde modernleştirme çalışmaları hem de istihdam meselesinde önemli mesafe kat edilmiş ancak kısa süre sonra dünyanın yeni bir büyük savaşa sürüklenmesi ve sonrası gelişmeler bu süreci olumsuz etkilemiştir. Bu süreçte halkın içinde bulunduğu yoksulluk, gençlerin eğitimi ve dolayısıyla istihdamını büyük bir sorun haline getirmiştir. II. Dünya Savaşı’ndan hemen sonra diğer bir ifadeyle çok partili hayata geçiş sürecinde bu sorun ile ilgili olarak Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Trabzon Milletvekili Faik Ahmet Barutçu’nun tespit, tedbir ve önerileri ile vilayetlerle yapılan yazışmalar meselenin ciddiyetini ve hükümetin yaklaşımını göstermesi açısından son derece önemlidir.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 11 Sayı: 21 |
Gazi Akademik Bakış Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.