Türkiye’de dil bilim tartışmaları ağırlıklı olarak Batı’dan aktarılan çeviri metinler üzerinden yapılmaktadır. Batı’nın dil bilim geleneğinin teolojik kaynakları ve bunları zaman içinde değiştirip dönüştüren toplumsal dinamikler bilinmediği için metinleri anlamak oldukça zorlaşır. Böylelikle yapılan bir dil bilimi eğitimi eksik kalır ve istenilen verim sağlanamaz. Bu çalışmanın konusunu dil bilimi ve üzerinde şekillendiği gelenek ilişkisi oluşturmaktadır. Dilin bağlamı ile birlikte biçimlendiği görüşünden hareketle dil eğitimindeki eksiklikler irdelenmiştir.
Çalışmada öncelikle gelenek kavramıyla ilişkilendirilerek belagat ve retorik kavramları üzerinde durulmuştur. Söz konusu bu kavramların hangi toplumsal yapıda ne tür ihtiyaçlara cevap verdiği irdelenmiştir. Buradan hareketle ilk olarak Doğu ve Batı kültürlerinde dinî saiklerin dil bilimi içindeki ciddi etkisi, ardından da Türkiye’de Tanzimat sonrasında ortaya çıkan toplumsal koşulların belagatte nasıl bir dönüşüm yarattığı üzerinde durulmuştur. Tüm bu tartışmaların somut düzlemde neyi ifade ettiğini anlatmak için de yürütmekte olduğumuz anlam bilimi dersinden edinilen gözlemlerden faydalanılmıştır. Sonuçta gelenek yoksunluğunun dil bilimi alanında nasıl bir çıkmaza yol açtığı vurgulanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 29 |
Açık Erişim Politikası