Patara'da Nero Devri Deniz Feneri ve Vespasianus Hamamı
Bu makalenin kısa şekli Türkçe «Patara Deniz Feneri. Eleştiriye Eleştiri» başlığı altında yayımlanmıştır (bk. yuk. dn. 1). O makale yayıma verildiğinde, W. Eck'in yuk. dn. 46'da verilen makalesi henüz yayımlanmamış olduğu için, buradaki «Nachtrag» kısmı adı geçen makalede yer almamıştır. Türkçe makalede, üç imzalı olarak ZPE'de (bk. yuk. s. 1) yayımlanan Patara Deniz Feneri'ne ilişkin yazıda W. Eck, S. Şahin'in daha önce yayımladığı makalelerde Patara Vespasianus hamamı ile ilgili görüşlerini eleştirmektedir. Eck daha önceleri kaleme aldığı makalelerinde, adı geçen hamamın yapı yazıtındaki 3,5 satırlık antik çağ silintilerini, Nero'nun uğradığı damnatio mamoriae ile ilişkilendirerek, bu silme olayının yazıtta adı geçen eyalet valisi Sextus Marcius Priscus tarafından 69 yılı başında (Vespasianus'un rakiplerini bertaraf ederek iktidara gelmesini müteakip) bizzat gerçekleştirildiği, dolayısıyla silinti yerinde aslında Nero'nun isim ve unvanlarının durmuş olduğunu, Vespasianus iktidara gelince de, onun ismini valiye sildirterek yerine kendi ismini yazdırdığını iddia etmiştir. Bu fikrinde, yukarıda verilen Deniz Feneri makalesinde de ısrar eden Eck'e karşı Şahin beş maddelik gerekçe göstererek gerek hamamın gerekse yapı yazıtının tipik bir Vespasianus eseri olduğu fikrini ileri sürmektedir. Şahin, kısa bir süre önce yayımlamış olduğu Patara Delikkemer basınçlı su kemeri yazıtı üzerinde Eck tarafından yukarıda verilen makalede yaptığı düzeltmeleri filolojik ve tarihi gerekçelere dayanarak reddetmektedir. Suyolunda deprem sonucu meydana gelen hasar yüzünden kentte akar suyun kesilmiş olmasına ilişkin yazıtta verilmiş olan rakamı Eck, hiçbir gerekçe göstermeksizin Lamda (30) yerine Delta (4) olarak okumak istemekte, bunu da açıklamasında okuyucuyu yanıltıcı bir şekilde tamirat süresi olarak vermektedir. Halbuki rakam kentin kaynak suyundan mahrum kaldığı süreyle ilgilidir. Şahin, Eck'in bu tür manipülasyonlara sık sık başvurduğuna örnekler vererek değindikten sonra, gerekçelerini göstererek, yazıtta verilen rakamın Lambda, yani 30 olduğunu savunmaktadır. Yazıtın 8./9. Satırlarında Şahin tarafından μηδεμιᾶ[Ï‚] ΚΑΤΑÎΛΡΑ á¼Ï€Î¹Î³Ïα[φ]ῆς γενομÎνης şeklinde bırakılan, Eck tarafından ise μηδεμιᾶς κατ᾽ ἄνδÏα á¼Ï€Î¹Î³Ïαφῆς γενομÎνης şeklinde anlaşılmak istenen kısım filolojik ve özellikle tarihi açıdan ele alınarak irdelenmekte, ilgili cümlenin Eck'in verdiği şekilde anlaşılmasının gerek tarihi gerekse filolojik açılardan mümkün olamayacağı belirtilmektedir. Makalenin sonuç kısmında, Eck ve diğer iki kişi tarafından yayımlanan Deniz Feneri yazıtın fotomontajında ve yazıt içeriğinde de küçük düzeltmeler yapılmaktadır.
Eck, Şahin tarafından yukarıda dn. 2'de verilen «Kaiserbauten und Kaiserehrungen in Patara» başlıklı makalesinden hareketle, Patara hamam yazıtı konusunu ZPE'nin yuk. dn. 46'da verilen sayısında yeniden ele alarak ve hemen tamamı konunun özüyle ilgili olmayan savlarla dolu bir makale daha yayımlamıştır. Keza bu makalesinde de Eck, rencide edici bir üslupla Şahin'i eleştirmekte, söz konusu yazıttaki silintide Nero'nun isminin silindiğinde, Vespasianus'un isminin de bizzat silinen yer üzerine yazıldığında ısrara etmekte ve kendisine kazı başkanlığınca verilen yazılı arşitravdan alınmış resimleri de tezinin ispat malzemesi olarak sunmaktadır. Şahin ise, yukarda kaleme aldığı makaleye bu kez bir «Ek» («Nachtrag») yaparak, görüşlerini bir kez daha yineleyerek somutlaştırmaktadır. Bu amaçla Şahin Eck'e, cevaplaması ve böylce tezini kanıtlayabilmesi için sekiz soru yöneltmektedir:
a) Eyalet valisi Priscus, hamam yazıtından Nero'nun ismini silmek için neden Vespasianus'un iktidara gelmesini beklemiş ve bu işi neden örneğin Galba ya da Vitellius'un 68/69 yılları arasında iktidara geldikleri sırada yapmamıştır ? b) Priscus, Vespasianus'un ismini neden silintinin bittiği yere değil de en üste yazmış ve neden özne ile fiil arasında 3,5 satırlık bir boşluk bırakmıştır ? c) Hamam yazıtından birkaç yüz metre ötede aynı vali Nero'un emriyle bir deniz feneri inşa ettirmiş ve orada Nero'nun isim ve unvanlarının tamamını 30 cm büyüklüğündeki bronz harflerle yazdırmıştır. Soru: Priscus neden Nero'nun isim ve unvanlarını böylesine görkemli ve emperyal anlamlı bir anıt üzerinden söktürüp, yerine Vespasianus'unkini yazdırmamış da, sıradan bir hamam binasının 4,5 cm büyüklüğünde ve tamamen gösterişsiz taşra karakterli yapı yazıtından kazıtarak çıkarıp, hamamı sanki Vespasianus yaptırmış gibi göstermiş, dolayısıyla yazıt içeriğinde tahrifat yapmıştır ? d) İmparator unvanlarının bu şekilde radikal ve geleneklere aykırı olarak silindiği bir başka yazıt var mıdır ? e) Vespasianus'un ya da bir başka imparatorun, kendinden önceki bir imparator tarafından yaptırılmış bir kamu binasının yapı yazıtını – bu imparator lanetlenmiş olsa dahi - sildirerek, kendi ismini yazdırdığı bir örnek var mıdır ? Kaldı ki Vespasianus'un Roma'da kendinden önceki imparatorlar tarafından yaptırılmış, ama şu ya da bu nedenle tahribata uğramış olan kamu binalarını yeniden yaptırdıktan sonra bile, bunu kendi ismi altında değil, asıl sahibinin ismi altında hizmete soktuğu antik kaynaklardan bilinmektedir (dn. 52). Delikkemer yazıtında da durum farklı değildir; çünkü orada da Vespasianus kendinden önce eserde hizmeti geçen imparator ve valileri ismen zikrettirmiştir; f) Küçük Asya kentlerinde hamam yaptıran tek imparator (Arykanda'daki bir örnek hariç; bk. dn. 18) Vespasianus olup şimdiye kadar sadece Lykia'dan beş örnek bilinmektedir (dn. 16). Şu halde soru: Eck, Lykia'da ya da tüm Küçük Asya'da Nero tarafından yaptırılmış tek bir hamam örneği verebilir mi ? g) Kadyanda'daki hamamın yapı yazıtı Patara'daki ile büyük bir benzerlik göstermektedir (TAM II, 2 Nr. 651): Αá½Ï„οκÏÎ¬Ï„Ï‰Ï ÎšÎ±á¿–ÏƒÎ±Ï Î¦Î»Î¬Î¿Ï…Î¹Î¿Ï‚ Οá½ÎµÏƒÏ€Î±ÏƒÎ¹Î±Î½á½¸Ï‚ | Σεβαστὸς κατεσκεÏασεν τὸ βαλανεῖον á¼Îº τῶν ἀνασωθÎντων χÏημάτων ὑπ'αá½Ï„οῦ | τῇ πόλει. Keza bu hamamın da vali Priscus tarafından yaptırıldığı kesindir. Şu halde; Eck bu yazıtı nasıl izah edebilmektedir ? Patara yazıtında yürüttüğü mantığa dayanarak, burada da aslında Nero'nun isminin durduğu, Vespasianus isminin sonrada Priscus tarafından eklendiği gibi abes bir fikri savlayabilir mi ? h) Kadyanda'da bir başka yapı yazıtında Vespasianus yine nominatif halde, yani söz konusu yapıyı inşa ettiren imparator olarak gözükmektedir (TAM II, 2 Nr. 652): Αá½Ï„οκÏÎ¬Ï„Ï‰Ï ÎšÎ±á¿–ÏƒÎ±Ï Î¦]λάυιος Οá½ÎµÏƒÏ€Î±ÏƒÎ¹Î±Î½á½¸[Ï‚ Σεβαστὸς] │//////////////////////////// //////////////////////////////// │]ΙΑΠἔκτισεν á¼Îº Ï„[ῶ]ν [- - - - - - . Vespasianus keza bu yazıtta da aynı isim ve gentilnomen'i (Flavius) kullanmaktadır; bununla birlikte ikinci satır tamamen kazınark metinden çıkarılmış gözükmektedir; yani Patara hamam yazıtına benzer bir özellik göstermektedir. Bu durumda, Eck'in mantığına göre, Vespasianus'un ismi bu yazıtta da Nero'nun isim ve unvanları silinerek yazılmış olmuyor mu ? Birinci satırda silinti izi bulunmadığına göre Eck bunu nasıl izah edecek ?
Bu sorular Eck tarafından kendi tezini destekler biçimde gerekçelendirilerek cevaplanmadığı sürece, Patara hamam yazıtı hakkındaki Nero tezi metot açısından yanlış bir yorum olarak değerlendirilmeye ve gerçeklikten çok uzak bir hayal mahsulü olarak kalmaya mahkûmdur.
Şahin, Vespasianus'un 70 yılının ilk yarısının bilinmeyen bir tarihinde Mısır'dan yola çıkarak Roma yolunda Lykia'ya da uğradığını ve büyük bir olasılıkla Patara'yı ziyaret etmiş olabileceğini «Kaiserbauten und Kaiserehrungen in Patara» makalesinde (yuk. dn. 2) belirtmişti. Buna karşılık Eck, hiçbir bilimsel gerekçe göstermeksizin, konu hakkındaki antik kaynakları ve modern görüşleri göz ardı ederek, Vespasianus'un bu zaman zarfında çok daha önemli işlerinin olduğunu ve dolayısıyla yolda hiçbir yerde karaya ayak basmadan doğrudan Roma'ya geldiğini iddia ederek Şahin'in bu husustaki görüşüne de karşı çıkmıştır. Şahin ise yukarıda «Nachtrag» bölümünde Vespasianus'un Lykia'ya kesin olarak geldiğini bu hususta Josephus (dn. 58) ve Cassius Dio (dn. 59)'da açık bilgiler bulunduğunu, dolayısıyla Eck'in konuyu bilerek çarpıttığını belirtmektedir.
Benzeri bir çarpıtmayı Eck Patara Vespasianus hamamının inşa süresinde de sergilemektedir. Şahin Patara hamamının Vespasianus tarafından 69–70 yılı arasında yaptırıldığını (Flavius gentilnomen'i sebebiyle) yazmakla, inşa süresinin yaklaşık 1 yıl olduğunu zımnen belirtmiş oluyordu. Eck bundan da kendisine bir haklılık payı çıkarmak amacıyla, hamam binasının mevcut ölçüleri göz önünde tutulursa, hamamın bir yıl içinde bitirilemeyecek kadar büyük olduğunu iddia etmekte ve bu nedenle hamamın Vespasianus devri yapısı olmadığını izaha çalışmaktadır. Halbuki Eck bir önceki makalesinde (bk. yuk. s. 12) Delikkemer basınçlı su kemeri ve su yollarının teknik açıdan çok daha karmaşık yeniden inşası için 2 aya yakın bir süreyi «der Tatkraft des Statthalters Marcius Priscus», yani vali Marcius Priscus'un iş becerisine atfetmektedir. Aynı valinin hamam yapısını 12 ayda yaptırmış olmasını ise, teklif salt Şahin'den geldiği için, binanın büyüklüğünü (38x27 m) ileri sürerek az bulmakta ve kendine özgü bilgiçliği ile reddetmektedir. Bunu yaparken Eck bir başka tarihi gerçeğin ise farkında bile olmamaktadır. Kendisine bir turist rehberinden hamamın ölçüleri olarak verilen rakamların, binanın ören yerindeki bugünkü, yani tarihi süreçte en son evresinin boyutları olduğunu, dolayısıyla binanın ilk evresinin boyutlarını yansıtamayacağını her nedense akıl edememektedir. Oysa her arkeolog, her tarihçi ya da epigrafist şunu kesin olarak bilir (ya da bilmesi gerekir) ki, hamam binaları zaman içinde en çok değişikliğe uğrayan, sık sık yeni bölmeler eklenen, yıkılıp yeniden yapılan yapıların başında gelmektedir. Bu nedenle, Eck'in söz konusu hamam hakkında bir takım basmakalıp sözcüklerle (örneğin, «zwingend, freilich» v.b.) okuyucuyu kendi tezine ikna etmeye çalışması, ciddi bir bilim insanının yöntemi olmaktan çok uzaktır. Eck, Patara kazıcılarından ölçü yerine hamamın yapı evrelerini öğrenseydi, tezi için belki daha yararlı olurdu. Ama kazıcıların böyle bir araştırma yapmış olmaları zaten uzak bir ihtimaldir.
Sonuç bölümünde Şahin, Patara hamam yazıtındaki silinme olayının bugün için bilemediğimiz nedenlerden kaynaklanmış olabileceğine ilişkin kendi düşüncesine (bk. makalenin Türkçesi, yuk. dn. 1 ve yuk. s. 8) atıfta bulunduktan sonra, Eck'in son makalesinde yer alan ve kendisine Patara kazı başkanlığı tarafından Şahin'e karşı koz olarak kullanmak üzere verildiği anlaşılan resimlere değinmektedir. Yazıtı taşıyan arşitravdan alınmış olan bu resimler konuya bambaşka bir açıdan bakmayı gerektirmektedir. Ne yazık ki, ne Patara'nın çeyrek asırlık kazıcıları ve ne de Eck gibi tecrübeli bir bilim insanı, konu yerine kişiye odaklandıkları için, resimlerin içerdiği tarihi mesajı maalesef görememiştirler. Çünkü söz konusu yapı yazıtını taşıyan bloktan alınmış bu kaliteli resimlerden (bk. aş. res. 2) açıkça anlaşılmaktadır ki, yazıt orijinalde kabartma çerçeveli bir zemin üzerinde durmaktaydı. Bloğun tamamı tabula ansata şeklinde biçimlendirilmiş olabilir. Resimlerde yine açıkça görülmektedir ki, kabartma çerçeve tamamen kazınarak düzleştirilmiştir. Ayrıca yazıtın yer aldığı zemin üzerinde orta kısımda üç adet, diğer satıhta birçok dört köşe dübel deliği açılmıştır. Başka örneklerden de bilinmektedir ki, bu dübel delikleri bloğun mermer levha ile kaplandığına işaret etmektedir. Burada ortaya çıkan soru şudur: Yazıttaki silinme olayı, doğrudan yazıtın içeriği ile mi, yoksa bloğun mermer levha ile kaplanmasıyla mı ilgilidir? Sorunun ilk bölümü söz konusu olduğu takdirde, yine eski duruma geri dönmüş oluyoruz ki, bunun münakaşası yukarıda ayrıntılı olarak yapılmıştır. İkinci durum söz konusu olduğunda ise, olaya bambaşka bir açıdan bakmamız gerekiyor ki, bu durumda sorun zaten kendiliğinden çözülmüş oluyor. Yani yazıt, herhangi bir tarihte mermer bir levha ile kapatılarak işlevine son verilmiştir. Bu eylem çok sonraki bir tarihte de, bizzat vali Priscus tarafından da yapılmış olabilir. Priscus tarafından yapılmış ise, ilk satırların silinme olayı, mermer levhayı düzgün şekilde bloğun yazıtlı sathına oturtmaktan kaynaklanmış olabilir. Zira gerek levha sathındaki minimal kalınlık farklılıkları gerekse yazıt sathındaki minimal kabartılar bu tür bir işleme yol açabilir. Şayet bu olay Priscus tarafından gerçekleştirilmiş ise, Vespasianus'un ilk ve ikinci satırlarda duran isminin kazıntı üzerine yazılmış olması değil, daha çok da bizzat kazınmış olması gerekir. Resim üzerinde görüldüğü kadarıyla, ilk satır harfleri aşağıda kazınmadan bırakılmış olan harflere kıyasla çok daha yüzeysel ve yıpranmış görünmektedir ki, bu da yazıtın baştaki satırlarının (ilk satır da dahil) hafif şekilde kazındığına ve yazıt taşıyıcının mermer levha ile Priscus tarafından kaplandığına işaret etmektedir. Bunun sebeplerine ise yukarıda ayrıntılı olarak değinilmiştir. Bu bağlamda, Vespasianus'un ismi kazınmış bir zemin üzerinde dursa dahi, bunu Priscus'un bir eylemi olarak kabul etmek gerekmektedir. Çünkü Priscus ilkin yazıttan çıkarılması gereken İmparator unvanlarını kazıtarak yeniden yazma yolunu seçmiş olabilir. Ama; kazıma dolayısıyla ortaya çıkan durum, yani taş sathının yeniden yazmaya elverişli olmayacak kadar pürüzlü ve çukur kalması, ayrıca özne ile nesne arasında büyük bir boşluğun ortaya çıkması, yazıtın genel görünüşünü bozduğu için, taşın tamamını mermer levhayla örterek yazıtı bu levha üzerine yeniden yazmayı gerektirmiş olabilir.
Şu halde; Akdeniz Üniversitesi'nin bir kazı yeri olan Patara kazı mıntıkasında, aynı üniversitenin bir mensubu olarak bilimsel çalışma yapmamız kazı başkanlığınca engellendiğine göre, keza bu durumun yerinde kontrolü de kazıcılara ve Köln Üniversitesi kökenli danışmanlarına düşmektedir.
Sonuç olarak, Patara Vespasianus hamamı yapı yazıtındaki silintinin gerçek nedenini yüzde yüz kesinlikle söylemek şimdilik mümkün gözükmemektedir. Kesin olan şudur ki, olay birçok durumla ilişkilendirilebilir; Nero'nun damnatio memoriae'si ile ama asla !The Neronian Lighthouse and Vespasianic Bath of Patara
The inscriptions of the Neronian lighthouse of Patara, whose publication had been overdue for quite some time, were recently published with the assistence of Eck by three editors in the ZPE (see below). The authors of this ZPE article criticise Şahin's views (see fn. 3) a) on the inscription of the baths of Patara (TAM II 2, 396) and b) on the architectural inscription from Delikkemer. The first case (a) concerns the question whether the baths of Patara are of Neronian (so argues Eck) or of Vespasianic origin (so claims Şahin). Şahin defends his view with five points in the first part of this article, thereby again rejecting Eck's position. In the second case (b) the authors of the lighthouse article try to correct the Vespasianic architectural inscription on the pressure pipe aquaeduct of Delikkemer near Patara in two places. The first correction concerns the change of the number of the month in line 7 from Λ (maintained by Şahin) to Δ (claimed by Eck e.a.). Şahin rejects this correction categorically since on the one hand the reading of Λ on the stone is correct and, on the other, this number does not directly refer to the duration of the repair work (maintained by Eck e.a.), but, as the inscription makes it quite clear, only to the period of time during which the city was cut off from running water. Şahin left open the final deciphering of the hard-to-read and therefore not readily comprehensible passage in lines 8/9 of the Delikkemer inscription and presented it as follows: μηδεμιᾶ[Ï‚] ΚΑΤΑÎΛΡΑ á¼Ï€Î¹Î³Ïα[φ]ῆς γενομÎνης. The authors of the ZPE article want to read it as meaning μηδεμιᾶς κατ᾽ ἄνδÏα á¼Ï€Î¹Î³Ïαφῆς γενομÎνης, a reading previously considered but rejected by Şahin because if thus read the passage remains incomprehensible in the overall context. In the second part (Nachtrag) of this article Şahin once more takes a position contrary to Eck's, who in a new ZPE article (see fn. 46) put the inscription of the baths of Patara up again for discussion. On the basis of the excellent photos of the architectural inscription, published by Eck, of the baths of Patara Şahin notes that the stone carrying the inscription was once clad with a slab. It should therefore be taken into consideration that the partial erasion of the architectural inscription and of the name of Vespasian in the first line may have to be seen in the context of the attachment of said cladding.
Birincil Dil | Almanca |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ocak 2008 |
Gönderilme Tarihi | 10 Kasım 2007 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Cilt: 5 |