The idea of atomism, which is included in the discipline of kalām, is important in creating a conception of the universe in accordance with the theological assumptions of the theologians. The substance-accident theory, which shapes the cosmological understanding of kalām, is also closely related to human actions. Because it is seen that both Mu‘tazila and Ahl al-Sunna theologians discussed on af'āl al-'ibād in the context of substance-accident thought. In this respect, the theory in question has an important function in forming a cosmological conception, as well as in understanding the approaches to human actions. The approaches of Mu‘tazila and Ahl al-Sunna, who accept the continuity of the substances, has led to different results. In terms of the Mu‘tazila, the freedom and responsibility of man in his actions had been made dependent on the fact that the power (qudrat), which is an accident has the continuity characteristic, is before the action and continuous. According to Ahl al-Sunna, the qudrat created only for the formation of the act is not potentially available in humans due to its accidental nature. For this reason, in this study, how the substance-accident understanding of classical kalām is reflected in the discussions about the qudrat-act relationship, which is an important issue, is discussed in terms of the considerations of Mu‘tazila and Ahl al-Sunna.
Kalam Mutazila Ahl al-Sunnah Atom Substance-Accident Act Power
Kelâm disiplini içinde yer alan atomculuk düşüncesi, kelâmcıların kendi teolojik kabullerine uygun bir âlem tasavvuru oluşturmada önem taşımaktadır. Kelâmın kozmoloji anlayışını şekillendiren cevher-araz teorisi, insan fiilleri konusuyla da yakından ilişkilidir. Zira hem Mu‘tezile hem de Ehl-i sünnet kelâmcılarının ef‘âlü’l-ibâd konusundaki tartışmaları cevher-araz düşüncesi bağlamında ele aldıkları görülmektedir. Bu açıdan söz konusu teori, kozmoloji tasavvuru oluşturmada önemli bir işleve sahip olduğu gibi insan fiilleri konusundaki yaklaşımların anlaşılması açısından da önemlidir. Cevherlerin sürekliliğini kabul eden Mu‘tezile ve Ehl-i sünnet’in arazların bekâsına dair yaklaşımları, farklı sonuçlara neden olmuştur. Mu‘tezile açısından insanın fiillerinde özgür ve sorumlu olması, bekâ sıfatına sahip bir araz olan kudretin fiilden önce ve sürekli olmasına bağlı kılınmıştır. Ehl-i sünnet’e göre ise fiilin oluşumu için sadece o fiile özgü yaratılan kuvvet, araz niteliği nedeniyle insanda potansiyel olarak mevcut değildir. Bu nedenle çalışmada, klasik kelâmın cevher-araz anlayışının, önemli bir konu olan kudret-fiil ilişkisine dair tartışmalara nasıl yansıdığı Mu‘tezile ve Sünnî düşünce açısından ele alınmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 15 Ocak 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ocak 2022 |
Kabul Tarihi | 28 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 11 Sayı: 21 |