Konuşurlar, dünyayı kendi dillerinin olanakları dâhilinde algılayıp düşüncelerini şekillendirirler. Bu nedenle toplumların zihin dünyasını ve yaşama biçimini anlamanın en önemli basamağı, o dilin söz varlığının çözümlenmesidir. Türkçenin eklemeli bir yapıya sahip olması, somut ve soyut birçok kavramın daha kolay türetilmesini sağlamıştır. Somut kavramlar, duyu organlarıyla algılanan, zihindeki görüntülerin dış dünyadaki nesnelere veya varlıklara karşılık gelen ögeleriyken soyut kavramlar ise duyularla algılanmayan, bilişsel düzlemde ortaya çıkıp sadece dil ile var olabilen ve aktarılabilen ögelerdir. Soyutlama ve somutlama (abstraction and concretisation); sözcüğün taşıdığı anlamı, çeşitli şekillerde başka bir kavram alanına dâhil etme hadisesidir.
X. yüzyılın başlarında telif edildiği, XIV. yüzyılda istinsah edildiği düşünülen Arapça-Farsça bir sözlüğün satır arası Eski Oğuz Türkçesine tercümesi olan Bahşayiş Lügati, erken dönem Eski Oğuz Türkçesinin söz varlığının aydınlatılması yolunda önem taşımaktadır. Eldeki çalışmanın konusu olan duzlu / duzsuz yüz, gişilik, varlık, sınmaklık, dutu gibi ilk bakışta somut kavramlar gibi görünen ifadelerin aslında mecazi anlam taşıdıkları, bu nedenle soyut kavram alanı içinde değerlendirilmeleri gerektiği anlaşılmaktadır. Bu tür soyutlamaların eserde oldukça fazla olmasından hareketle eldeki çalışmada soyutlama terimi ile ilgili bilgi verildikten sonra sözlükten tespit edilen soyutlama örnekleri değerlendirilmiştir. İlgili örneklerin dil ve düşünce arasındaki ilişkiyi yansıttığı gerçeğine dikkat çekilerek Türk dilinin söz varlığı ile ilgili çalışmalarına semantik düzeyde katkı sağlamak amaçlanmıştır.
Bahşayiş Lügati erken dönem Eski Oğuz Türkçesi Türkçe söz varlığı soyutlama dil-düşünce ilişkisi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 27 Şubat 2023 |
Kabul Tarihi | 14 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.