İran jeopolitik konumundan ve Sovyetler Birliği’ne açılan bir kapı olmasından dolayı Ruslar için büyük önem arz etmekteydi. Ruslar İkinci Dünya Savaşı yıllarında Almanların bu ülkenin kuzeyi üzerinden Sovyetler Birliği’ne bir saldırı yapmasından çok korkuyordu. Ayrıca İngilizlerin İran’ın güneyindeki hâkimiyetlerini bu ülkenin geneline yayıp Sovyet Azerbaycan’ını tehdit etmeleri de söz konusuydu. Sovyet liderler için bu iki olasılığın da ortadan kaldırılması gerekliydi. Ruslar 25 Ağustos 1941 tarihindeki işgalle Almaların İran’daki etkisine son vererek bu ülkenin kuzeyinde kendi egemenliklerini tesis etmiş ve böylece Sovyet Azerbaycan’ında güvenliği bir ölçüde sağlanmıştı. Ancak İran İngiltere’yle birlikte işgal edildiğinden bu ülkenin güneyindeki İngiliz hâkimiyetini sonlandırılamamıştı. Sovyetler Birliği işgalden sonra, İran’ın kuzeyinde kalıcı olmaya dönük bir siyaset takip etti ve bu doğrultuda İran hükümetinden Eylül-Ekim 1944’te ülkenin kuzeyinde petrol çıkarılmasını öngören bir imtiyaz talep etti. Rusların petrol çıkarmayı talep ettiği bölge büyük bir alanı kapsıyordu. Bu kadar büyük bir bölgede ekonomik bir imtiyaz elde etmek, İran’ı ister istemez siyasi, mali ve hatta askeri alanlarda etkileyecekti. İran hükümeti bunun farkında olduğundan Sovyetler Birliği’nin imtiyaz taleplerini reddetti. Bu durum Sovyet liderleri İran’a karşı daha sert bir politika izlemeye sevk etti. 1945 yılında Moskova’da İran’ın kuzeyindeki ayrılıkçı unsurları örgütleme ve desteklemeye dönük birçok karar alındı ve emir yayınlandı. Yayınlanan emirlerden birinde; Tebriz’de Tudeh Partisi’nin teşkilatlarının lağv edilerek yerine Azerbaycan Demokrat Partisi adında özerklik talep eden yeni bir siyasi oluşumun kurulması öngörülmekteydi. Sovyetler Birliği Seyyid Cafer Pişeveri liderliğinde İran’ın kuzeyinde böyle bir parti kurdurarak hem merkezi Tahran hükümetini baskı altına almaya hem de Kızıl Ordu’nun egemen olduğu bölgelerde komünist ideolojiyi hâkim kılmaya çalışıyordu. Azerbaycan Demokrat Partisi, Tudeh kadroları tarafından kurulduğundan ve Tudeh teşkilatlarını devraldığından komünist ideolojiyi İran’ın kuzeyinde yayma ve örgütlenme konularında çok fazla sıkıntı yaşamayacaktı. Kızıl Ordu’nun İran birliklerini kışlalarına hapsetmesi Pişeveri ve diğer komünist liderlerin Tebriz’de İran hükümeti aleyhine rahatça faaliyette bulunmasını sağlıyordu. Azerbaycan Demokrat Partisi’nin gayrı nizami birlikleri olan silahlı fedailer örgütü İran’ın kuzeyinde tam olarak hâkimiyet sağladıktan sonra, Pişeveri yönetimi Tebriz ve Urumiye gibi büyük şehirlerdeki İran askeri garnizonlarını ele geçirdi. Tebriz garnizonu anlaşmayla Demokratlara teslim olurken, Urumiye tugayı ayrılıkçı Kürt unsurlarının da desteklediği fedailer tarafından bir süre çatışma yaşandıktan sonra bölgedeki Kızıl Ordu yetkililerinin de baskısıyla ele geçirildi. Tebriz ve Urumiye gibi büyük askeri kışlaların ele geçirilmesi ve Tebriz’de özerkliğin ilanı Sovyet liderlere Tahran hükümeti üzerinde baskı kurmak için aradıkları imkânı sundu. Pişeveri’nin ilan ettiği özerklik ve Azerbaycan Demokrat Partisi’nin tüzüğü ve programı Sovyet etkisinin Güney Azerbaycan’a sirayet etmesi için yeterli olgunluktaydı.
Bu çalışmada; Sovyetler Birliği’nin İkinci Dünya Savaşı’ndaki Güney Azerbaycan politikası ve Azerbaycan Demokrat Partisi’nin kusulmasındaki etkileri İran kaynakları esas alınarak çalışılmıştır. Çalışmanın amacı; Sovyetler Birliği’nin İkinci Dünya Savaşı yıllarında İran üzerindeki emperyalist hedeflerini ve bu hedeflere ulaşma vasıtalarından biri olarak gördüğü Azerbaycan Demokrat Partisi’ni farklı bir bakış açısıyla ele almaktır.
İran Güney Azerbaycan Siyaset Sovyetler Birliği Emperyalist. Iran South Azerbaijan Politics Soviet Union Imperialist.
İran Güney Azerbaycan Siyaset Sovyetler Birliği Emperyalist. Iran South Azerbaijan Politics Soviet Union Imperialist.
İran Güney Azerbaycan Siyaset Sovyetler Birliği Emperyalist. Iran South Azerbaijan Politics Soviet Union Imperialist.
Iran was of great importance to the Russians due to its geopolitical position and being a gateway to the Soviet Union. During the Second World War, the Russians were very afraid that the Germans would make an attack on the Soviet Union through the north of this country. It was also in question that the British spread their dominance in the south of Iran throughout this country and threatened Soviet Azerbaijan. For the Soviet leaders it was necessary to eliminate both possibilities. With the invasion on August 25, 1941, the Russians put an end to the influence of the Germans in Iran and established their sovereignty in the north of this country, thus ensuring the security of Soviet Azerbaijan to some extent. However, since Iran was occupied together with England, the British domination in the south of this country could not be ended. After the invasion, the Soviet Union followed a policy of being permanent in the north of Iran, and in this direction, it demanded a concession from the Iranian government in September-October 1944 for oil extraction in the north of the country. The region where the Russians demanded oil extraction covered a large area. Obtaining an economic concession in such a large region would inevitably affect Iran politically, financially, and even militarily. Since the Iranian government was aware of this, it refused the Soviet Union's requests for concessions. This situation prompted the Soviet leaders to pursue a tougher policy towards Iran. In 1945, many decisions were taken and orders were issued in Moscow to organize and support the separatist elements in the north of Iran. In one of the published orders; the organizations of the Tudeh Party were abolished in Tabriz and a new autonomy-demanding political formation called the Azerbaijan Democratic Party was envisaged to be established in its place. The Soviet Union, under the leadership of Sayyid Cafer Pishevari, tried to establish such a party in the north of Iran, both to suppress the central Tehran government and to make the communist ideology dominant in the regions dominated by the Red Army. Since the Azerbaijan Democratic Party was founded by Tudeh cadres and took over the Tudeh organizations, it would not have much trouble in spreading and organizing communist ideology in the north of Iran. The confinement of the Iranian troops by the Red Army to their barracks allowed Pishevari and other communist leaders to operate comfortably against the Iranian government in Tabriz. After the armed fedayeen organization, which is an informal unit of the Azerbaijan Democratic Party, achieved full dominance in the north of Iran, the Pishevari administration seized Iranian military garrisons in major cities such as Tabriz and Urumiya. While the Tabriz garrison surrendered to the Democrats by agreement, the Urumiya brigade was captured by the fedayeen, supported by Kurdish separatist elements, under the pressure of the Red Army authorities in the region after a period of fighting. The seizure of large military barracks such as Tabriz and Urumiya and the declaration of autonomy in Tabriz offered the Soviet leaders the opportunity they were looking for to put pressure on the Tehran government. The autonomy declared by Pishevari and the charter and program of the Azerbaijan Democratic Party were mature enough for Soviet influence to spread to South Azerbaijan.
In this study; The policy of the Soviet Union in South Azerbaijan in the Second World War and its effects on the establishment of the Azerbaijan Democratic Party were studied on the basis of Iranian sources. The aim of the study is to consider the Soviet Union's imperialist goals on Iran during the Second World War and the Azerbaijani Democratic Party, which it considers as one of the means of achieving these goals, from a different point of view.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Ekim 2023 |
Gönderilme Tarihi | 27 Ocak 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |