The travel accounts of Adam Olearius, Jean Baptiste Tavernier, Jean Chardin, Sanson, Ambrosio Bembo, Engelbert Kaempfer, and Gemelli Careri, who visited the Safavids in the 17th century, will be the sources of our study. According to the notes of these travelers, there was a lively social life in the Safavid Empire, where various communities lived together. The majority of the population, consisting of Muslims, along with non-Muslim communities, formed the foundation of Safavid social structure and lived together in peace. Social life was very lively especially in the capital and in times of peace. In addition to those engaging in trade, agriculture, and daily work, some were having education, while others spent their time in coffeehouses or other socializing areas like public baths. People went to baths not only to clean themselves but also to socialize. They usually went as a group, chatted for a long time and smoked hookah. Especially women spent more time in the baths than men and had fun with various activities.
Importance was given to education and scientists. Education is given in Turkish as well as Persian; Arabic was used as the language of science and science instead of Hebrew, Greek and Latin. However, before building a madrasa; caravanserais, baths, coffeehouses, markets, and vineyards were builded. Because these places contributed to the income of the madrasa. The builders of these structures collected and distributed income throughout their lives. The subjects taught in madrasas included geometry, mathematics, rhetoric, poetry, physics, ethics, astronomy, philosophy, and law.
During the Safavid period, law was divided into religious (Sharia) and customary (urf) law. Customary law was applied according to the traditions of each region, and its enforcement was carried out by the Divanbegi and Daruga. Safavid society divided the day into four parts. Astrology held a important place among the Safavids, and rich people typically had an astrologer with them. When the day started, they were asked how the day would go. Additionally, calendars predicting illnesses, wars, and famines were sold each year, and these calendars were highly trusted. Those who had a calendar planned their activities accordingly. With the British and Dutch coming to Iran for trade, clothing and adornment became very common. While middle-class individuals wore clothes made of Dutch and English fabrics, the poor wore linen and coarser fabrics. Instead of black, purple, blue and green were generally used in fabrics. Safavid doctors, following the examples of Ibn Sina and Galen in medicine, possessed many books. Common diseases were pneumonia, abdominal pain, typhus, dysentery, alopecia, and smallpox. Doctors had a small shop next to their homes. For diagnosis, they first examined the patient's urine. Patients brought their urine in a bottle, and the doctor examined the color of the urine, followed by the patient's tongue, pulse, and heartbeats. After completing the examination, the doctor would prepare medicine through an assistant, provide instructions on its use, and send the patient away
Çalışmamıza, XVII. yüzyılda Safevileri ziyaret eden, Adam Olearius, Jean Baptiste Tavernier, Jean Chardin, Sanson, Ambrosio Bembo, Engelbert Kaempfer ve Gemelli Careri’nin seyahatnameleri kaynaklık edecektir. Seyyah notlarına göre birçok toplumun bir arada yaşadığı Safevi Devleti’nde canlı bir sosyal hayat mevcuttu. Çoğunluğu Müslümanların oluşturduğu halk ile birlikte Gayrimüslim topluluklar Safevi toplum yapısının temelini oluşturmakta ve hep birlikte sükûnet içinde yaşamaktaydılar. Sosyal yaşam özellikle başkentte ve barış zamanlarında oldukça canlıydı. Ticaret, tarım ve günlük işler ile uğraşanların yanı sıra bazıları eğitim alıyor, bazıları ise ya kahvehanelerde zaman geçiriyor ya da hamam gibi faklı sosyalleşme alanlarına yöneliyordu. Hamamlara sadece temizlenmek için değil sosyalleşmek için de gidiliyordu. Genelde grup halinde gidilir, uzun süre sohbet edilir ve nargileler içilirdi. Hamamlarda özellikle kadınlar erkeklerden daha çok zaman geçirir ve çeşitli aktiviteler ile eğlenirlerdi.
Eğitime ve ilim adamlarına önem gösterilirdi. Farsça’nın yanı sıra Türkçe eğitim verilir; İbranice, Yunanca ve Latince yerine ilim ve bilim dili olarak Arapça kullanılırdı. Medreseleri genellikle zengin hayırseverler yaptırıyordu. Ancak medreseden önce kervansaray, hamam, kahvehane, pazar ve bağ inşa ediliyordu. Zira bu yerler ile medresenin geliri sağlanıyordu. Bu binaları yapanlar yaşadıkları süreçte gelirleri topluyor ve dağıtıyordu. Öğrencilerin öğrendikleri ilimler; geometri, matematik, hitabet, şiir, fizik, ahlak, astronomi, felsefe ve hukuk idi.
Safevi döneminde hukuk, şer’î ve örfî olmak üzere ikiye ayrılmıştı. Örfî hukuk her bölgenin geleneklerine göre uygulanırdı. Örfî hukuk kurallarının işletilmesi Divanbeği ve Daruga tarafından yapılmaktaydı. Şer’î hukuk kurallarında ise Sadr, Kadı ve Şeyhülislam’dan yardım alınmaktaydı. Safevi toplumu günü dörde bölmekteydi. Müneccimlik Safevilerde önemli bir yere sahipti. Genelde zengin insanlar yanlarında daima bir müneccim bulundururdu. Gün başladığında günün nasıl geçeceği onlara sorulurdu. Ayrıca her yıl hastalıkların, savaşların ve kıtlıkların olup olmayacağı yazılan takvimler satılırdı. Bu takvimlere çok itibar edilirdi. Elinde takvim olanlar işlerini buna göre planlardı. Safevilerde giyim döneme göre farklılık arz etmekteydi. İngiliz ve Hollandaların ticaret için İran’a gelmesi ile giyim ve süslenme çok yaygınlaştı. Orta seviyedeki insanlar Hollanda ve İngiliz kumaşlarından giyerken, fakirler keten ve daha sert kumaşları giyerlerdi. Kumaşlarda siyah renk yerine genellikle mor, mavi ve yeşil kullanılırdı. Tıpta İbn-i Sina’yı ve Galenus’u örnek alan Safevi doktorlarının elinde birçok kitap vardı. Yaygın hastalıklar, zatürre, karın ağrısı, tifo, kanlı ishal, saç kıran ve yılancık hastalığı idi Doktorların evlerinin yanında küçük bir dükkânı olurdu. Hastaların teşhisi için öncelikle idrara bakmaktaydılar. Hasta kendi idrarlarını bir şişede getiriyor, doktor önce idrarın rengine, ardından hastanın diline, daha sonra ise nabzına ve kalp atışlarına bakıyordu. Muayeneyi bitirdikten sonra çırağına ilaç hazırlatıyor ve onu nasıl kullanması gerektiğini yazarak hastayı gönderiyordu.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Halkları ve Toplulukları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Ocak 2024 |
Gönderilme Tarihi | 23 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 6 Ocak 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |