Mohammad Ali Shah struck a major blow to the constitutional government, the parliament and the constitutionalists by firing a cannon at the parliament on June 23, 1908. The people of Tabriz showed the most violent reaction to the shah who abolished the parliament in Iran. The people of Tabriz immediately organized themselves and started armed resistance. Despite all the efforts of the Shah to prevent it, the Tabriz resistance grew stronger day by day. The declaration of the Constitutional Monarchy in the Ottoman Empire on July 23, 1908 played an important role in the strengthening of the Tabriz resistance. The Turkish press, which became free with the proclamation of the Constitutional Monarchy, took a close interest in the Iranian Constitutional Monarchy, especially the Tabriz resistance. The Encümen-i Saadet-i Iranîyân, founded by Iranians in Istanbul with the effect of the declaration of the Constitutional Monarchy, supported the Tabriz mujahideen materially and morally. In addition, the Encümen-i Saadet-i Iranîyân, which established contact between the people of Tabriz and the ulama of Najaf, also ensured that Iranians supported the Tabriz resistance. On the other hand, with the declaration of constitutionalism in the Ottoman Empire, members of the Committee of Union and Progress traveled to Iran to support the Iranian constitutional movement. One of the most important factors that strengthened the Tabriz resistance was the press. The Turkish press closely followed the agenda related to Tabriz after the declaration of the Constitutional Monarchy and ensured that the Turkish public opinion was informed about the Tabriz resistance. Since Mohammad Ali Shah banned press activities in Iran after the bombing of the parliament, only Persian newspapers published in countries such as Egypt and India were able to bring the Tabriz resistance to the agenda. Aware of the power of the press, the Tabriz mujahideen published a new newspaper called Nâle-i Millet in Tabriz in order to make their voices heard by all Iranians. In addition, they also reopened the Encümen newspaper, which had previously been published in the city but was closed after June 23, 1908. With the launch of these two newspapers, the Tabriz resistance became even stronger. Both newspapers played an important role especially in informing other provinces of Iran about the Tabriz resistance and mobilizing them again. The mujahideen of Tabriz, under the leadership of Settar Khan and Bager Khan, had achieved a significant superiority over the Shah's armies. For this reason, Britain and Russia agreed that Russia would invade Tabriz. On April 29, 1909, when the Russian army captured Tabriz, the Tabriz resistance came to an end. Settar Khan and Bâger Khan had to take refuge in the Ottoman consulate. The mujahideen, who continued their activities here, continued to support the Iranian constitutionalists by publishing the newspaper İstiklâl. This struggle of Settar Khan and Bâger Khan, the leaders of the Tabriz resistance, was praised in the Turkish press and they were referred to as heroes of freedom. Even though the resistance of the people of Tabriz came to an end, it was effective in mobilizing the constitutionalists against the Shah and re-establishing constitutional rule in Iran. Under the influence of the Tabriz resistance, the Iranian constitutionalists marched to Tehran with two armies formed in the south and north of Iran and captured Tehran. In this study, the Tabriz resistance, which was effective in the re-establishment of the constitutional administration in Iran, is discussed in the light of news, columns, letters and telegrams reflected in the newspapers published in the Turkish and Iranian press.
Iranian Constitutional Monarchy Turkish Press Iranian Press Tabriz Settar Khan
Muhammed Ali Şah, 23 Haziran 1908’de meclisi topa tutarak meşrutiyet idaresine, meclise ve meşrutiyetçilere büyük bir darbe vurmuştur. İran’da meclisi ortadan kaldıran şaha, en şiddetli tepkiyi Tebrizliler göstermiştir. Tebrizliler vakit kaybetmeden örgütlenmişler ve silahlı direnişe başlamışlardır. Şah’ın tüm engelleme çabalarına rağmen Tebriz direnişi günden güne güçlenmiştir. Tebriz direnişinin güçlenmesinde 23 Temmuz 1908’de Osmanlı Devleti’nde meşrutiyetin ilan edilmesi önemli bir rol oynar. Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte özgürleşen Türk basını İran meşrutiyetini özellikle Tebriz direnişiyle yakından ilgilenmiştir. Meşrutiyetin ilanının etkisiyle İstanbul’da bulunan İranlılar tarafından kurulan Encümen-i Saadet-i İranîyân, Tebriz mücahitlerini maddi ve manevi açıdan desteklemiştir. Ayrıca Tebrizliler ile Necef uleması arasındaki irtibatı da kuran Encümen-i Saadet-i İranîyân, İranlıların Tebriz direnişini desteklemesini de sağlamıştır. Diğer taraftan Osmanlı Devleti’nde meşrutiyetin ilan edilmesiyle birlikte İttihad ve Terakki Cemiyeti üyeleri de İran meşrutiyet hareketine destek vermek amacıyla İran’a gitmişlerdir. Tebriz direnişini güçlendiren en önemli unsurlardan birisi de basındır. Türk basını meşrutiyetin ilanından sonra Tebrizle ilgili gündemi yakından takip ederek Türk kamuoyunun Tebriz direnişinden haberdar olmalarını sağlamıştır. Muhammed Ali Şah’ın meclisi topa tutmasının ardından İran’da basın faaliyetlerini yasaklamasından dolayı yalnızca Mısır ve Hindistan gibi ülkelerde yayımlanan Farsça gazeteler Tebriz direnişini gündeme getirebilmiştir. Basının gücünün farkında olan Tebriz mücahitleri seslerini tüm İranlılara duyurabilmek amacıyla Tebriz’de Nâle-i Millet adında yeni bir gazete çıkarmışlardır. Bunun yanı sıra daha önce şehirde neşredilen ancak 23 Haziran 1908 tarihinden sonra kapatılan Encümen gazetesinin de yeniden açılmasını sağlamışlardır. Bu iki gazetenin yayın hayatına başlamasıyla birlikte Tebriz direnişi daha da güçlenmiştir. Her iki gazete de özellikle İran’ın diğer eyaletlerinin Tebriz direnişinden haberdar olmasında ve yeniden harekete geçmelerinde önemli rol oynamıştır. Tebrizli mücahitler Settar Han ve Bâger Han liderliğinde şahın ordularına karşı önemli bir üstünlük sağlamışlardı. Bu nedenle İngiltere ve Rusya aralarında anlaşarak Rusya’nın Tebriz’i işgal etmesi konusunda anlaşmışlardır. 29 Nisan 1909 tarihinde Rus ordusunun Tebriz’i ele geçirmesiyle birlikte Tebriz direnişi de son bulmuştur. Settar Han ve Bâger Han Osmanlı konsolosluğuna sığınmak zorunda kalmıştır. Burada da faaliyetlerine devam eden mücahitler, İstiklâl gazetesini çıkararak İran meşrutiyetçilerine desteklerini sürdürmüşlerdir. Tebriz direnişinin liderleri Settar Han ve Bâger Han’ın bu mücadelesi Türk basınında övgüyle karşılanmış ve kendilerinden hürriyet kahramanı olarak bahsedilmiştir. Tebrizlilerin direnişi son bulsa da meşrutiyetçilerin yeniden şaha karşı harekete geçmelerinde ve İran’da meşrutiyet idaresinin yeniden tesis edilmesinde etkili olmuştur. İran meşrutiyetçilerinin Tebriz direnişinin etkisiyle İran’ın güneyi ve kuzeyinde oluşturdukları iki ordu ile Tahran’a yürümüşler ve Tahran’ı ele geçirmişlerdir. Bu çalışmada İran’da meşrutiyet idaresinin yeniden tesis edilmesinde etkili olan Tebriz direnişi, Türk ve İran basınında neşredilen gazetelere yansıyan haber, köşe yazısı, mektup ve telgraflar ışığında ele alınmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Modern Türk Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Temmuz 2024 |
Gönderilme Tarihi | 17 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 22 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |