Mondros Mütarekesi’nin ardından Anadolu’nun değişik bölge ve yerleri İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmiştir. Bu ortamda Osmanlı orduları terhis edilmiş sadece ülkeyi korumak için çok az bir kuvvetin kalmasına müsaade edilmiştir. İşgaller, Anadolu’da Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri ile kuva-yı milliyenin kurulmasına yol açmıştır. Bu sırada Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışı ile Millî Mücadele başlamıştır. İstiklal Harbi’nin askerî ve siyasî başarılarla sonuçlanmasının ardından yeni Türkiye Devleti, bağımsız bir devlet olarak varlığını tüm dünyaya onaylatmak amacıyla Lozan Konferansı’na katılmıştır. Türkiye, Lozan görüşmelerinin başlangıcından sonuna kadar geçen zaman zarfında diplomasi ve savaş hazırlığını eşgüdümlü olarak yürütmek zorunda kalmıştır. Lozan Görüşmeleri devam ederken görüşmelerin kesintiye uğraması halinde işgal altında bulunan İstanbul, Çanakkale ve Boğazlar ile Musul’un askerî operasyonla alınması amacıyla askerî hazırlıklara devam edilmiştir. Türk ordusu Mudanya Mütarekesi ile silah bırakmış olmasına rağmen konferans sürecinde hazırlıklarına devam ederek etkinliğini korumuştur. Süreç içerisinde İstanbul ve çevresinin alınmasına yönelik Türk topraklarında yaşanabilecek olası yeni bir askerî harekât çerçevesinde hava unsurlarının faaliyetleri de Lozan Barış Görüşmelerinin sonuna kadar devam etmiştir.
Türk hava unsurları, 11 Ekim 1922 tarihinde imzalanan Mudanya Mütarekesi’nden sonra Lozan Barış Antlaşmasının imzalanmasına kadar geçen periyotta yaptığı keşif ve gözetleme faaliyetleri ile İtilaf kuvvetlerinin konum, yer ve hareketliliğini yakından takip etmiştir. Bu kapsamda bir taraftan İtilaf kuvvetlerinin tüm faaliyetleri gözlenmiş, diğer taraftan da olası taarruza hazırlık yapılmıştır.
Türk ordusunun teyakkuzuna karşın, İtilaf devletleri de olası çatışma riskine karşı hava faaliyetleri ile (hatt-ı fasıl) ayırıcı çizgiyle belirlenen hat boyunca Türk tarafındaki gelişmeleri sürekli olarak takip etmiştir. Lozan Barış Konferansı süresince Mudanya Mütarekesi hükümlerinin gereği olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’ne ait birlikler Çanakkale bölgesinde ve Kocaeli yarımadasında belirlenen ayırıcı çizgileri geçmeden hava unsurları tarafından keşif ve gözetleme faaliyetlerini icra etmiştir. Havacı personel, komuta kademesinin karar verme sürecini hızlandırmak maksadıyla elde ettiği bilgileri hiç zaman kaybetmeden komuta karargahına ulaştırmıştır.
20 Kasım 1922 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ve Müttefik Devletler Hükümetleri delegelerinin katılımıyla başlayan ve zaman zaman gergin anların yaşandığı, hatta görüşmelerin kesilmesi tehlikesinin doğduğu ve Türk ordusunun yeniden harekât hazırlıklarına giriştiği görüşmeler uzlaşmayla sonuçlanmıştır. Lozan barış görüşmelerinin başlangıcından itibaren Türk hava unsurları ile İtilaf devletleri hava birlikleri karşılıklı keşif ve gözetleme faaliyetleri ile birbirinin durum ve vaziyetini yakından izlemiştir. Karşılıklı hava gözlem faaliyetleri 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Barış Antlaşmasının imzalanması ile sona ermiştir.
Bu çalışmada, Mudanya Mütarekesi’nden Lozan Barış Antlaşması’nın sonuçlanmasına kadar geçen süreçte Türk ve İtilaf güçlerine ait uçakların uçuş paternleri ve havacılık faaliyetleri ilk elden arşiv belgeleri ve harp raporları penceresinden kronolojik olarak aktarılacaktır.
After the Armistice of Mudros, different regions and places of Anatolia were occupied by the Entente Powers. In this environment, the Ottoman armies were demobilized and only a very small force was allowed to remain in order to protect the country. The occupations led to the establishment of the National Defense Association and the National Forces in Anatolia. Meanwhile, with the departure of Mustafa Kemal Pasha to Samsun, the National Struggle began. After the War of Independence ended with military and political successes, the new Turkish State participated in the Lausanne Conference in order to confirm its existence as an independent state to the whole world. Turkey had to carry out diplomacy and war preparations in a coordinated manner during the period from the beginning of the Lausanne negotiations to the end. If the negotiations are interrupted while the Lausanne negotiations are continuing, military preparations have been continued in order to take the occupied Istanbul, Çanakkale, the Straits and Mosul with a military operation. Although the Turkish army laid down its arms with the Mudanya Armistice, it maintained its effectiveness by continuing its preparations during the conference. In the process, the activities of the air elements continued until the end of the Lausanne Peace Negotiations, within the framework of a possible new military operation to take Istanbul and its surroundings.
Turkish air forces closely followed the location, location and mobility of the Entente forces with their reconnaissance and surveillance activities in the period from the Mudanya Armistice signed on 11 October 1922 until the signing of the Lausanne Peace Treaty. In this context, on the one hand, all the activities of the Entente forces were observed, and on the other hand, preparations were made for a possible attack.
Despite the vigilance of the Turkish army, the Allied Powers also engaged in air activities against the risk of possible conflict. It has continuously followed the developments on the Turkish side along the line determined by the dividing line. During the Lausanne Peace Conference, in accordance with the provisions of the Mudanya Armistice, the troops belonging to the Government of the Turkish Grand National Assembly carried out reconnaissance and surveillance activities by the air elements without crossing the dividing lines determined in the Çanakkale region and Kocaeli peninsula. In order to speed up the decision-making process of the command echelon, the aviator personnel conveyed the information they obtained to the command headquarters without wasting any time.
The negotiations, which started on 20 November 1922 with the participation of the Turkish Grand National Assembly Government and the delegates of the Allied Powers, experienced tense moments from time to time, even the danger of interruption of the talks, and the Turkish army made preparations for the operation again and resulted in reconciliation. Since the beginning of the Lausanne peace negotiations, the Turkish air forces and the Allied air units closely followed each other's situation and situation with mutual reconnaissance and surveillance activities. Mutual aerial observation activities ended with the signing of the Lausanne Peace Treaty on 24 July 1923.
In this study, the flight patterns and aviation activities of the aircraft belonging to the Turkish and Allied powers in the period from the Mudanya Armistice to the conclusion of the Lausanne Peace Treaty will be transferred chronologically from the firsthand archive documents and war reports.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Ocak 2022 |
Gönderilme Tarihi | 29 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 4 Sayı: 7 |