Rusya’nın Türkistan coğrafyası ile öteden beri ticarî ilişkileri vardı. Ancak XVIII. yüzyıla kadar bu ilişkiler bir silahlı mücadeleye dönüşmemişti. Bu ilişkinin silahlı mücadeleye dönüşmesinde ilk girişim Çar I. Petro (1682-1725) tarafından bölgeyi tanıma amaçlı gönderilen keşif birliğinin faaliyetleri oldu. Söz konusu keşif hareketleri Çarlık idaresi tarafından beklenen neticeleri vermese de bölge hakkında yeni bilgiler elde edilmesi ve bölgede garnizonlar kurulması Rusların kazanımları olmuştu. Rusların bölgeye ilgisinin artmasıyla beraber yeni ve ayrıntılı bilgiler elde edilmeye başlandı. Türkistan’a gelen Rus tüccarların, seyyahların ve Rus ajanlarının gezi notları bu bilgilerin en çok elde edildiği yöntemdi. Çarlık yönetimi, merkezde toplanan tüm bu bilgiler ışığında bölgeyi çeşitli bahaneler öne sürerek işgal etmeye karar verdi. Bu karar doğrultusunda Ruslar bölgede sınırlarına yeni topraklar katmaya başladılar. Çarlık, Türkistan’da işgal ettiği yerleri Rusya’ya entegre etmek için Bozkır ve Türkistan Genel Valilikleri’ni kurdu. Fakat Türkistan coğrafyasında Rus ordularının birkaç defa işgal girişiminde bulunduğu ancak henüz işgal edemediği bazı yerler da vardı. Bu yerlerden biri, bugün Türkmenistan Cumhuriyeti’nin sınırlarında yer alan, Türkmen oymaklarının yaşadığı topraklardı. “Türkmen Vahası” olarak da adlandırılan bu topraklar Türkmenlerin vatanlarını dirayetli bir şekilde savunmaları yanında zorlu doğa şartları yüzünden henüz Ruslar tarafından ele geçirilememişti. Çarlık yönetimi, Türkistan’ın işgaline yönelik yaptığı bütün askerî seferlerde ulaştırmada atları ve develeri kullanmaktaydı. Bu hayvanlar Rusların işgal faaliyetlerine katkıda bulunmuştu. Ancak Rusların haiz oldukları sefer tecrübe ve pratiği bir türlü Türkmen bölgesini işgal etmeye yetmiyordu. Nitekim Ruslar burada bazı mağlubiyetler almış ve Rusya’nın Türkistan’daki otoritesi sarsılmıştı. Çarlık yönetimi, bu durumu telafi etmek ve adı geçen topraklara sahip olmak için yaptığı çalışmalar ve değerlendirme toplantıları sonrasında bazı kararlar almıştı. Bunlardan biri Cezayir’i işgal eden Fransa’nın askerî lojistik yönteminin incelenmesiydi. Rus Genelkurmayı, bu karar doğrultusunda Fransız ordusunun işgal metotlarını incelemesi için Albay A. N. Kuropatkin’i Fransa’ya gönderdi. Kuropatkin’in özel görevi, Fransızların Türkistan coğrafyasıyla aynı coğrafi karaktere sahip Cezayir’i ne şekilde ve nasıl işgal ettiklerini öğrenmesiydi. Albay, Rus ajan ve diplomatların da yardımıyla, Fransızların Cezayir’i deve gücünden en üst düzeyden istifade ederek işgal ettiğini öğrenmişti. Kuropatkin elde ettiği verileri bir rapor halinde Rus Genelkurmayı’na sundu. Albay’ın raporu ve Rusların daha önceki tecrübeleri merkezde birleştirilerek Türkmen Vahası’nın işgal edilmesi için yeni ve ayrıntılı bir askerî sefer organizasyonu hazırlandı. Bunun ardından yapılan işgal faaliyetleri Rusların lehine oldu ve Türkistan coğrafyasının uçsuz bucaksız arazileri Rusların eline geçti. Rusların bölgeyi işgal etmesini kolaylaştıran birçok faktör olmakla beraber bu çalışmada sadece askerî lojistik sağlamada ‘develerin rolü’ ele alınacaktır. Bu çalışmanın konusu bir bakıma işgalin görünmeyenlerini ortaya koymak amacını taşımaktadır. Literatürde Rusların işgallerinde Çarlar, generaller, komutanlar ve ordular her zaman ön plana alınarak olaylar değerlendirilmiştir. Bu yüzden bütün gelişmelerin gölgesinde kalan ve sessiz kalan bir faktör askerî ulaşımda develerin kullanımı çalışmada ele alınacaktır.
YOK
-
Kolaylıklar dilerim...
Rusya’nın Türkistan coğrafyası ile öteden beri ticarî ilişkileri vardı. Ancak XVIII. yüzyıla kadar bu ilişkiler bir silahlı mücadeleye dönüşmemişti. Bu ilişkinin silahlı mücadeleye dönüşmesinde ilk girişim Çar I. Petro (1682-1725) tarafından bölgeyi tanıma amaçlı gönderilen keşif birliğinin faaliyetleri oldu. Söz konusu keşif hareketleri Çarlık idaresi tarafından beklenen neticeleri vermese de bölge hakkında yeni bilgiler elde edilmesi ve bölgede garnizonlar kurulması Rusların kazanımları olmuştu. Rusların bölgeye ilgisinin artmasıyla beraber yeni ve ayrıntılı bilgiler elde edilmeye başlandı. Türkistan’a gelen Rus tüccarların, seyyahların ve Rus ajanlarının gezi notları bu bilgilerin en çok elde edildiği yöntemdi. Çarlık yönetimi, merkezde toplanan tüm bu bilgiler ışığında bölgeyi çeşitli bahaneler öne sürerek işgal etmeye karar verdi. Bu karar doğrultusunda Ruslar bölgede sınırlarına yeni topraklar katmaya başladılar. Çarlık, Türkistan’da işgal ettiği yerleri Rusya’ya entegre etmek için Bozkır ve Türkistan Genel Valilikleri’ni kurdu. Fakat Türkistan coğrafyasında Rus ordularının birkaç defa işgal girişiminde bulunduğu ancak henüz işgal edemediği bazı yerler da vardı. Bu yerlerden biri, bugün Türkmenistan Cumhuriyeti’nin sınırlarında yer alan, Türkmen oymaklarının yaşadığı topraklardı. “Türkmen Vahası” olarak da adlandırılan bu topraklar Türkmenlerin vatanlarını dirayetli bir şekilde savunmaları yanında zorlu doğa şartları yüzünden henüz Ruslar tarafından ele geçirilememişti. Çarlık yönetimi, Türkistan’ın işgaline yönelik yaptığı bütün askerî seferlerde ulaştırmada atları ve develeri kullanmaktaydı. Bu hayvanlar Rusların işgal faaliyetlerine katkıda bulunmuştu. Ancak Rusların haiz oldukları sefer tecrübe ve pratiği bir türlü Türkmen bölgesini işgal etmeye yetmiyordu. Nitekim Ruslar burada bazı mağlubiyetler almış ve Rusya’nın Türkistan’daki otoritesi sarsılmıştı. Çarlık yönetimi, bu durumu telafi etmek ve adı geçen topraklara sahip olmak için yaptığı çalışmalar ve değerlendirme toplantıları sonrasında bazı kararlar almıştı. Bunlardan biri Cezayir’i işgal eden Fransa’nın askerî lojistik yönteminin incelenmesiydi. Rus Genelkurmayı, bu karar doğrultusunda Fransız ordusunun işgal metotlarını incelemesi için Albay A. N. Kuropatkin’i Fransa’ya gönderdi. Kuropatkin’in özel görevi, Fransızların Türkistan coğrafyasıyla aynı coğrafi karaktere sahip Cezayir’i ne şekilde ve nasıl işgal ettiklerini öğrenmesiydi. Albay, Rus ajan ve diplomatların da yardımıyla, Fransızların Cezayir’i deve gücünden en üst düzeyden istifade ederek işgal ettiğini öğrenmişti. Kuropatkin elde ettiği verileri bir rapor halinde Rus Genelkurmayı’na sundu. Albay’ın raporu ve Rusların daha önceki tecrübeleri merkezde birleştirilerek Türkmen Vahası’nın işgal edilmesi için yeni ve ayrıntılı bir askerî sefer organizasyonu hazırlandı. Bunun ardından yapılan işgal faaliyetleri Rusların lehine oldu ve Türkistan coğrafyasının uçsuz bucaksız arazileri Rusların eline geçti. Rusların bölgeyi işgal etmesini kolaylaştıran birçok faktör olmakla beraber bu çalışmada sadece askerî lojistik sağlamada ‘develerin rolü’ ele alınacaktır. Bu çalışmanın konusu bir bakıma işgalin görünmeyenlerini ortaya koymak amacını taşımaktadır. Literatürde Rusların işgallerinde Çarlar, generaller, komutanlar ve ordular her zaman ön plana alınarak olaylar değerlendirilmiştir. Bu yüzden bütün gelişmelerin gölgesinde kalan ve sessiz kalan bir faktör askerî ulaşımda develerin kullanımı çalışmada ele alınacaktır.
-
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Proje Numarası | - |
Erken Görünüm Tarihi | 16 Ocak 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 20 Ocak 2023 |
Gönderilme Tarihi | 28 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 5 Sayı: 9 |