HÂNDMÎR’İN ESERİ KÂNÛN- HÜMÂYȖNÎ’DE BÂBÜRLÜ HÜKÜMDARI HÜMÂYȖN DÖNEMİNE DAİR BİLGİLER
ÖZ
Timur’un altıncı göbekten torunu olan Hümâyûn Padişah’ın kuzey Hindistan’da hüküm sürdüğü ilk beş yıl içerisinde yaşadığı ihtişamı ortaya koyan hayatı, tarih ilminin ana kaynaklarından Kânûn-i Hümayunî adlı esere konu olmuştur.
Hümâyûn’un emri ile kaleme alınan eserde onun Hindistan hakimiyeti öncesi döneminden de bahsedildiği görülmektedir. Bununla birlikte Hindistan’ın zenginliğiyle birleşip güçlenen sarayı ve adetleri eserde ana unsur olarak kullanılmıştır. Söz konusu eserde saltanatı, halkına karşı tutumu, Hümâyûn’un emriyle inşaa edilen yapılar, askeri alanda ve de sosyal hayatta kullanılmak üzere ortaya konan icatlar esere konu edilmiştir.
Eserde kıtalar, şiirler, ayetler, mesneviler, beyitler yer almaktadır. Farsça kaleme alınan eserin dili oldukça süslü ifadeler içermektedir. Hümâyûn’a gazi sıfatı içeren ünvan ile başlık atılmasından sonra cülûsu, saray halkını kısımlara ayırması gibi bölümler eserde yer almaktadır.
Kânûn-i Hümâyûnî, Celâlüddîn Muhammed Ekber Şah’ın talimatıyla Ebü’l Fazl el-Allâmî’ye üç cilt halinde yazdırdığı serinin son cildi olan Ain-i Ekberî’ye bazı bakımlardan öncülük etmiş görünmektedir. Hümâyûn Padişah’ın sağlam temeller üzerine oturtmaya çalıştığı saray adetleri, adalet sistemini oğlu Ekber Şah’a ve dönemine öncülük etmiş görünmektedir.
Hindistan coğrafyasında yetişmeyen Hümâyûn halkını yakından tanımaya çalışarak onların ihtiyaçlarına cevap verebilme noktasında oldukça istekli görünmektedir. Tebaasına sarayında yer vererek yaşadığı toplumla uyum içerisinde olma yolunu seçmiştir.
Hümâyûn’un astrolojiye olan düşkünlüğü onun halkına ve sarayına karşı koyduğu kuralları dahi etkilemiş görünmektedir. Hayatının merkezine aldığı ilm-i nücum onun renk seçiminden, icraatta bulunacağı vakte kadar her alanda etkilemiştir.
Yaşamı boyunca dinî unsurlara önem veren Hümâyûn sadece Sünnî inanış çerçevesinde değil Şiî mezhebinin tesirini de bünyesine katmış görünmektedir. İki mezhebi uyum içerisinde harmanlayan Hümâyûn Padişah, Hindistan’ın çok kültürlü yapısını da anlamıştır. Bu geniş bakış açısı onu anlatan esere dahi yansımıştır.
Hindistan’ın ihtişamının etkisinde kalan Hümâyûn, bölgeye uygun yapılar inşaa ettirmiştir. Onun emriyle kurulan şehirde yaptırdığı eşi görülmemiş saraylar ve diğer icatlar makalenin konusunu oluşturmaktadır. Tarihçiler tarafından daha çok zayıf taraflarıyla, astrolojiye olan düşkünlüğüyle bilinen Hümâyûn Padişah’ın sanata, ilme ve halkına karşı tutumu bu eserde ortaya konmuştur.
Hümâyûn bilime önem verip bilim adamlarını desteklemiştir ki bunlardan biri de yetenekli ve eğitimli saray soylularından bir Timurlu tarihçisi olan Hamîdüddîn Muhammed Mîrhând’ın torunu Gıyâsüddîn Hândmîr’dir. Babası Timurlu hanedanından Ebu Said’in ikinci oğlu Sultan Mahmud’un sarayında görev yapmıştır. Hândmîr ise Hümâyûn’un babası Zâhirüddîn Muhammed Bâbür’ün Hindistan’a hakim olmasının ardından onun sarayına mülâzemet etmiştir.
Hândmîr’in, Hümâyûn’un iktidarının en ihtişamlı olduğu bir dönemde sarayı ve yeniliklerini konu alan Kânûn-i Hümâyûnî adlı eseri bu dönemi aydınlatması bakımından son derece önemlidir. Çalışmamızda bu eser ile verdiği bilgilerin ana mahiyeti anlatılmaya çalışılacaktır.
INFORMATION ABOUT THE BABURID (MUGHAL) RULER HUMAYUN IN KHANDMIR’S WORK QANUN-I HUMAYUNI
ABSTRACT
The life of Humayun Badshah, the sixth grandson of Timur, revealing the magnificence his in the first five years of his reign in Northern India, was the subject of the work called Kanunî Humayunî, one of the main sources of history.
It is seen that in the work written by the order of Humayun, his period before Indian domination is also mentioned. In addition, the palace and its customs, which were combined with the wealth of India and strengthened, were used as the main elements in the work. In the work in question, his reign, his attitude towards his people, the structures built by Humayun's order, and the inventions put forward for use in the military field and in social life are the subject of the work.
The work includes stanzas, poems, verses, mesnevi and couplets. The language of the work, written in Persian, contains quite ornate expressions. After Humayun was given a title containing the adjective gazi, sections such as his ascendancy and his division of the noble people into sections are included in the work.
Qanun-i Humayuni seems to have pioneered in some respects Ain-i Akbari, the last volume of the series, which he had Abul Fazl al-Allami dictate in three volumes upon the instructions of Jalaluddin Muhammad Akbar Shah. The palace customs, which Humayun Badishah tried to establish on solid foundations, seem to have pioneered the justice system to his son Akbar Shah and his period.
Humayun, who did not grow up in India, seems to be very willing to meet the needs of his people by trying to get to know them closely. He chose to be in harmony with the society he lived in by giving space to his subjects in his palace.
Humayun's fondness for astrology seems to have even affected the rules he made towards his people and palace. The science of knowledge, which he focused on in his life, influenced him in every field, from his choice of color to the time he took action.
Humayun, who gave importance to religious elements throughout his life, seems to have incorporated not only the Sunni belief but also the influence of the Shiite sect. Humayun Badishah, who blended the two sects in harmony, also understood the multicultural structure of India. This broad perspective is even reflected in the work that describes it.
Impressed by the magnificence of India, Humayun had structures suitable for the region built. The unprecedented palaces and other inventions he built in the city founded by his order are the subject of the article. Humayun Badishah's attitude towards art, science and his people, known by historians mostly for his weak sides and his fondness for astrology, is revealed in this work.
Humayun attach importance to science and supported scientists, one of whom was Giyasuddin Khandmîr, the grandson of Hamiduddîn Muhammad Mirkhand, a Timurid historian from the talented and educated nobles. His father served in the palace of Sultan Mahmud, the second son of Abu Said from the Timurid dynasty. Khandmir, on the other hand, was the palace of Humayun's father, Zahiruddin Muhammad Babur, after he dominated India.
Khandmîr's work called Qanunî Humayunî, which is about the palace and its innovations in a period when Humayun's power was at its most magnificent, is extremely important in terms of illuminating this period. In our study, we will try to explain of the information provided by this work.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Genel Türk Tarihi (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Temmuz 2024 |
Gönderilme Tarihi | 29 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 16 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 6 Sayı: 12 |