Düşünce kuruluşları, çoğulcu bir demokraside karar alma mekanizmalarını etkileme anlamında en etkin araçlardan biri olarak bilinmektedir. Özellikle ABD ve diğer Batılı ülkelerde, politika üretim sürecine müdahil olabilen sivil kurumsal yapılar olarak beliren düşünce kuruluşları, Soğuk Savaş sonrası tüm dünyaya yayılmıştır. Türkiye de bu sürece eklemlenmiştir. Özellikle Soğuk Savaş sonrası iddialı dış politika hedeflerine yönelen Türkiye’de düşünce kuruluşlarının görünürlüğü de artmıştır. Ne var ki, devlete hâkim olan güvenlikçi dış politika algısı ile düşünce kuruluşlarının objektifliği ve bağımsızlığını olumsuz yönde etkileyen azaltmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye’deki düşünce kuruluşlarının büyük bir bölümü iktidara yön verecek alternatifleri değerlendirmekten çok, izlenen dış politikayı meşrulaştırmaya yönelik bir tutum sergilemektedir
Think-tanks are known as one of the most efficient tools that affect the decision making mechanism in pluralistic democracy. Thinktanks are known as the institutional actors that take part in the process of policymaking, especially in the US and other Western countries and have expanded whole of the world after the Cold War. Turkey has also articulated herself to this process. Visibility of think-tanks has been improved in Turkey, who has been gravitated towards assertive foreign policy objectives. However security-oriented foreign policy perception and the structural problems which negatively affect the objectivity and independence of think-tanks reduce the effectiveness of these institutional actors. Concordantly in good part of think-tanks in Turkey adopt an attitude that legitimizes the foreign policy that the government has already applied
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 1 Sayı: 1 |