Sovyetler Birliği’nin dağılmasının Sovyet coğrafyasında neden olduğu güç boşluğu, pek çok çatışmanın fitilini ateşlemiştir. Balkanlardan Kafkasya’ya tarihsel temeli bulunan birçok anlaşmazlık 1990’lı yılların başında birer birer sıcak savaşa dönüşmüştür. Söz konusu savaşların sonunda imzalanan ateşkes anlaşmaları ise ne savaşın ne de barışın olmadığı bir ortam yaratarak, bahsi geçen çatışmaların Donmuş Çatışmalar olarak nitelendirilmesine neden olmuştur. Söz konusu çatışmaların üzerinden yaklaşık 20 yıla yakın bir süre geçse de bu durumda herhangi bir değişiklik olmamıştır. Ta ki, 2020 yılının Kasım ayına kadar… Söz konusu Donmuş Çatışmalar’dan biri olarak nitelenen ve diğerleri gibi kısa ve orta vadede çözümlenmesi çok da beklenmeyen Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ Sorunu 27 Eylül tarihinde tekrar sıcak çatışmaya dönüşmüş ve 10 Kasım’da Ermenistan Devlet Başkanı Nikol Paşinyan’ın yenilgiyi kabul eden anlaşmanın imzalandığını tüm dünyaya duyurmasıyla çözümlenme yoluna girmiştir. Bahsi geçen anlaşmayla Azerbaycan işgal altındaki topraklarına yeniden kavuşmuştur. Böylelikle Dağlık Karabağ Sorunu’nun bir Donmuş Çatışma olmaktan çıkışına yönelik adım atıldığına şahitlik edilmiştir. Ancak Kafkaslar’daki diğer Donmuş Çatışma alanları olan Gürcistan sınırları içerisindeki Abhazya ve Güney Osetya da ise ters yönde bir akım gözlemlenmektedir. Özellikle Ağustos 2008 Savaşı’nın ardından her iki ayrılıkçı bölgenin bağımsızlığının Rusya Federasyonu tarafından tanınmasıyla sorunun daha da içinden çıkılmaz bir hal aldığı görülmektedir. Esasen bu zıtlığın nedeni olarak anılan süreçte ilgili ülkelerin sorunların çözümlerine yönelik olarak takip ettikleri iç ve dış politikalardaki farklılık gösterilebilir. Bu noktada Azerbaycan’ın doğal kaynak zenginliğini Rusya’nın kontrolü altında olmayan rotalardan dünya pazarlarına arz ederek elde ettiği geliri askeri gücünü desteklemek için kullanmasının yanı sıra Haydar Aliyev ve oğlu İlham Aliyev’in iktidarı döneminde uygulanan dengeli dış politikanın Dağlık Karabağ Sorunu’nun diğer örneklerden farklı bir şekilde bir Donmuş Çatışma olmaktan çıkarılmasında önemli bir rol oynadığı söylenebilir. Diğer taraftan Gürcistan, Azerbaycan gibi Rusya’nın kontrolü altından çıkmasını sağlayacak ve ordusunu güçlendirecek bir ekonomik zemine sahip değildir. Ayrıca özellikle batı destekli bir Renkli Devrim sonucunda iktidara gelen Mihail Saakaşvili’nin yakın ve güçlü komşusu Rusya’yı dikkate almayan tek taraflı (Batı yönelimli) dış politikası, diplomatik olarak Gürcistan’ı elini zayıflattığı gibi, Rusya’nın da tepkisini çekmiştir. Ekonomik zayıflık, dış politikada atılan yanlış adımlarla birleşince doğrudan Rusya’nın müdahil olduğu Abhazya ve Güney Osetya sorunları daha da derinleşerek, çözümsüzlüğünü korumuştur.
Dağlık Karabağ Abhazya Güney Osetya Donmuş Çatışma Kafkaslar
Prof. Dr. Yalçın Sarıkaya, Doç. Dr. Göktürk Tüysüzoğlu, Doç. Dr. Bülent Şener
The power vacuum caused by the dissolution of the Soviet Union ignited many conflicts in the Soviet geography. The conflicts from the Balkans to the Caucasus, which have historical roots, turned into hot wars one by one in the early 1990s. The ceasefire agreements signed at the end of these wars created an environment in which neither war nor peace existed, and caused these conflicts to be described as Frozen Conflicts. Although nearly 20 years have passed since these conflicts, there has been no change in this situation. Until November 2020… The Nagorno-Karabakh conflict between Azerbaijan and Armenia, which is described as one of the frozen conflicts and is not expected to be resolved in the short and medium term like others, turned into a hot conflict on September 27. And on November 10, when the Armenian President Nikol Pashinyan announced to the whole world that the agreement accepting defeat was signed, it started to be resolved. With the mentioned agreement, Azerbaijan regained its occupied territories. Thus, it was witnessed that steps were taken towards eliminating the Nagorno-Karabakh conflict from being a Frozen. However, a reverse trend is observed in Abkhazia and South Ossetia within the borders of Georgia, which are the other frozen conflict areas in the Caucasus. Especially after the war of August 2008, with the recognition of the independence of both separatist regions by the Russian Federation, it seems that the problem has become even more tangled. As a matter of fact, the reason for this contradiction can be attributed to the differences in the domestic and foreign policies followed by the relevant countries towards the solutions of the problems in the mentioned process. At this point, in addition to the fact that Azerbaijan uses its wealth of natural resources to support its military power by supplying world markets through routes not under Russia’s control, the balanced foreign policy implemented during the rule of Heydar Aliyev and his son Ilham Aliyev played an important role in removing Nagorno-Karabakh conflict being a Frozen one. On the other hand, Georgia does not have an economic ground like Azerbaijan that will enable it to get out of control of Russia and strengthen its army. In addition, it is seen that Mikhail Saakashvili, who came to power as a result of a Western-backed Color Revolution, implemented a one-sided (Western-oriented) foreign policy that does not take into account Russia, his close and powerful neighbor. And this policy diplomatically weakened Georgia as well as attracted the reaction of Russia. When the economic weakness combined with the wrong steps taken in foreign policy, the problems of Abkhazia and South Ossetia, in which Russia was directly involved, deepened and remained unsolved.
Nagorno-Karabakh Abkhazia South Ossetia Frozen Conflict Caucasus
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Şubat 2021 |
Gönderilme Tarihi | 18 Aralık 2020 |
Kabul Tarihi | 2 Şubat 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 7 Sayı: 1 |