Avrupa,
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından özellikle işgücü ihtiyacı sebebiyle göç alan
bir coğrafya olmuştur. Fakat Soğuk Savaş döneminin sona ermesi, güvenlik,
ekonomik ve demografik temelli kaygılar gibi parametreler, bu kez kıtaya
yönelik göçlerin bir tehdit olarak algılanması sonucunu doğurmuştur. Bu
sonucun, birtakım politik yansımaları söz konusu olduğu gibi, dikkat çekici
teorik arka plana da sahip olduğu düşünülmektedir. Göçe ve göçmenlere yönelik
bu “tehdit” algılamalarında kültür-kimlik unsurlarının belirgin bir biçimde ön
plana çıkmaya başlaması, ulus-aşırı göç teorileri çalışmaları açısından önem
arz etmektedir. Dolayısıyla bu çalışma, “ulus-aşırı” ve “göçmen-aşırı” gibi
yaklaşım ve kavramlar çerçevesinde Avrupa’nın göçmenlere dair tehdit algısının
kuramsal zeminini ortaya koymak ve bu zemin üzerine oluşturulan politik
yansımaların ipuçlarını belirlemek amacını taşımaktadır. Bu bağlamda çalışma,
göçün nedenlerine değil, sonuçlarına odaklanan teorik bir perspektif ile göç
olgusunun sadece ekonomik ve güvenlik temelinde değil, kimlik temelinde de
değerlendirilmesi gerekliliği tezi ile farklı bir bakış açısı geliştirmek
amacındadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Mart 2019 |
Gönderilme Tarihi | 26 Kasım 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 10 Sayı: 1 |