The COVID-19 pandemic is hurting the world economy in many ways, including financial markets and institutions. The pandemic, especially for banks, threatens the stability of the financial system due to increases in defaults and deterioration in asset quality caused by excessive use of capital and liquidity buffers. While the studies conducted in this process generally reveal the negative impact of the COVID-19 pandemic on traditional banks, the situation of participation banks, which are claimed to be more resistant to financial shocks due to their asset-based and risk-sharing structure during the global financial crisis, has been a matter of curiosity during the COVID-19 period. Therefore, the aim of this study is to investigate separately whether Turkish participation banks and traditional banks are affected by the COVID-19 outbreak and to evaluate whether the outbreak has a different impact between participation banks and traditional banks. For this purpose, firstly, whether there is a significant difference between the selected financial ratios for participation banks before the pandemic (June 2019) and the pandemic period (June 2020) was analyzed with the Wilcoxon test. Later, the same analysis was made for traditional banks and the findings were compared. As a result of the study, there was not enough evidence that participation banks are more resilient than traditional banks for the pandemic period evaluated within the scope of the study. In conclusion, the findings obtained by using the data for the period of June 2020, which can be considered as the beginning stage of the pandemic, indicate that the negative impact of the pandemic on Turkish participation banks and traditional banks is limited as a result of the comprehensive measures taken by the relevant institutions and organizations.
COVID-19 salgını finansal piyasalar ve kurumlar da dahil olmak üzere dünya ekonomisine birçok yönden zarar vermektedir. Salgın, özellikle bankalar için, temerrütlerdeki artışlar ile sermaye ve likidite tamponlarının aşırı kullanımının neden olduğu aktif kalitesindeki bozulmalar nedeniyle finansal sistemin istikrarını tehdit etmektedir. Bu süreçte yapılan çalışmalar genellikle COVID-19 salgınının geleneksel bankalar üzerindeki olumsuz etkisini ortaya koyarken, küresel finansal kriz döneminde varlığa dayalı ve risk paylaşımlı yapısı nedeniyle finansal şoklara karşı daha dayanıklı olduğu ileri sürülen katılım bankalarının salgın dönemindeki durumu merak konusu olmuştur. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı Türk katılım bankaları ve geleneksel bankalarının COVID-19 salgınından etkilenip etkilenmediğini ayrı ayrı araştırarak, salgının banka grupları arasında farklı bir etki yaratıp yaratmadığını değerlendirmektir. Bu amaç ekseninde öncelikle katılım bankalarına ilişkin seçilmiş finansal oranların salgın öncesi ve salgın dönemi arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığı Wilcoxon T testi ile analiz edilmiştir. Daha sonra geleneksel bankalar için aynı analiz yapılmış ve bulgular karşılaştırılmıştır. Çalışma sonucunda, araştırma kapsamında değerlendirilen dönem ve değişkenler bakımından salgın dönemi için katılım bankalarının geleneksel bankalardan daha dayanıklı olduğuna dair yeterli bulguya ulaşılamamıştır. Sonuç olarak, salgının başlangıç aşaması sayılabilecek Haziran 2020 dönemine ilişkin verilerin kullanılmasıyla elde edilen bulgular, salgının Türkiye’deki katılım bankalarına ve geleneksel bankalara yönelik olumsuz etkisinin ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından alınan kapsamlı önlemler neticesinde sınırlı düzeyde kaldığına işaret etmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Mayıs 2021 |
Gönderilme Tarihi | 10 Şubat 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 12 Sayı: 2 |