Edebi türlerdeki en önemli unsurlardan biri olan mekân, kimi zaman olay ve kurgunun önüne geçerek aktif bir role bürünür. Tanzimat edebiyatında ön plana çıkan mekân unsuru, modern dönemde çeşitli amaçlarla adeta başkahraman konumuna gelmiş, romanın mekânı kimi zaman “mekânın romanı” hâline dönüşmüştür. Pek çok sanatçı ve aydına ilham kaynağı olan İstanbul, hem tarihî arka planı hem de kozmopolit yapısı nedeniyle bu tür mekânların başında gelir. 20. yüzyılın sonlarında edebiyat dünyasına katılan ve postmodernist çizgide eserler veren isimlerden biri olarak Murat Gülsoy, tarihsel türdeki tek romanı “Gölgeler ve Hayaller Şehrinde” adlı eserinde İkinci Meşrutiyet dönemini işlemiştir. Türk fikir dünyasının önemli aydınlarından olan Beşir Fuat’ın oğlu Fuat’ın, arkadaşı Alex’e yazdığı mektuplarla kurgulanmış olan eserde yıllar sonra ülkesine dönen bir Türk’ün gözünden 1908-1909 yılları arasındaki İstanbul ele alınır. Şehrin adım adım dolaşılıp mektuplar aracılığıyla kaydedilmesiyle eser, bir seyahatname hüviyetine büründürülür. Gülsoy “Gölgeler ve Hayaller Şehrinde” adlı eserinde bir şehrin romanını yazmış, şehre adeta bir şahsiyet atfetmiştir. Tarihi olayların, kültürel değerler ve halk anlatılarıyla harmanlandığı bu romanda İstanbul, meşrutiyet hazırlıkları ve sonrasındaki haliyle hem iç, hem de dış mekânlarıyla birlikte canlı bir biçimde resmedilmiştir. Çalışmada postmodernist metinde mekân kavramı tarihsel algı üzerinden değerlendirilecek, Paris’te yetişmiş bir Türk gencinin gözünden İkinci Meşrutiyet döneminin İstanbul’u irdelenecektir.
As one of the most important constituents in literary genres, place sometimes takes an active role by getting ahead of action and fiction. The place factor came to the fore in the Tanzimat Literature and become virtually the protagonist in modern times. Sometimes the place of a novel even turned into “the novel of a place”. Being a source of inspiration for many artists and intellectuals, Istanbul is one of these places due to its historical background and cosmopolitan characteristics. As a postmodern writer, Murat Gülsoy joined the literature at the end of the 20th century and wrote his only historical novel about the Second Constitutional Era: “In the City of Shadows and Dreams”. The work, which was fictionalized with the letters written by Fuat, son of Beşir Fuat, one of the important intellectuals of the Turkish intellectual world, to his friend Alex, deals with Istanbul between the years 1908-1909 through the eyes of a Turk who returned to his country years later. By walking around the city step by step and recording it through letters, the work becomes a travel book. In the novel “In the City of Shadows and Dreams”, Gülsoy wrote a novel about a city and attributed a personality to the city. This novel merges history and cultural values with the folk narratives and Istanbul, with its interior and exterior spaces, is vividly depicted in it during and after the preparations of the Constitutional Era. The present study aimed to investigate the concept of place in a postmodernist text through historical perception, and Istanbul in the Second Constitutional Era will be analyzed from the perspective of a Turkish young man who grew up in Paris.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Nisan 2022 |
Gönderilme Tarihi | 4 Ocak 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 10 Sayı: 1 |
Tarandığımız Dizinler:
e-ISSN: 2148-5232