Tek ebeveyn aile yapısı, herhangi bir nedene bağlı olarak yalnız kalan bir ebeveyn ve ebeveyne bağlı çocuk/çocuklardan oluşan aile yapısı olarak tanımlanmaktadır. Türkiye’de hane halkının %7,8’ini tek ebeveyn yapısına sahip aileler oluşturmaktadır. Oranı giderek artan tek ebeveyne sahip çocuklar güven duygusunun yitirilmesine bağlı güvensizlik, düşük benlik algısı, ihmal ve istismar, davranış bozuklukları gibi birçok risk ile karşı karşıya kalmaktadır. Çocuğun 1-3 yaş döneminden itibaren keşfettiği ağladığında ebeveynin yanında olması ve ilgilenmesi sosyal öğrenme ile bilinçaltına atılmaktadır. Bu süreçte çocuk bir problem ile karşılaştığında ve baş edemediğinde ebeveyn desteğinin alınabilmesi hafızasına yönelik psikolojik problemleri bedene yansıtarak ebeveyn desteğini sağlamaya çalışmaktadır. Psikolojik problemlerin bedene yansıtıldığı ve görülme oranı yüksek olan semptom ise psikosomatik ağrı olarak karşımıza çıkmaktadır. Psikosomatik ağrı, genellikle anksiyete ile ortaya çıkan bir ağrı çeşididir. Yapılan çalışmalarda anksiyete seviyesi yüksek olan çocuklarda psikosomatik ağrı görülme olasılığının arttığı belirtilmektedir. Çocuğun üzüntü, ebeveyne duyulan öfke, güvensizliğe ve belirsizliğe bağlı anksiyete gibi ifade edemeyeceği kadar yoğun bir duygu yaşaması psikosomatik ağrıların görülmesine neden olmaktadır. Pediatri hemşireleri, tek ebeveyne sahip çocukların karşı karşıya kaldığı risklerin belirlenmesi ve önlenmesinde öncül görevi üstlenmektedir. Bu doğrultuda hemşire; risklerin değerlendirilmesi, ağrı kontrolünde farmakolojik/ nonfarmakolojik yöntemlerin uygulanması büyüme ve gelişme takibi, terapötik iletişim ve oyun, multidisipliner yaklaşım ile ekonomik, hukuksal ve toplumsal müdahalelerin yürütülmesinde aktif rol almaktadır. Bu derlemenin amacı tek ebeveyne sahip çocuk ve psikosomatik ağrı ilişkisini inceleyerek çocuk hemşirelerinin rollerini açıklamaktır.
Single-parent family structure is defined as a family structure consisting of a single parent and child/children dependent on the parent for any reason. In Turkey, 7.8% of the households are single-parent families. Children with single parents, whose rate is increasing, are faced with many risks such as insecurity, low self-perception, neglect and abuse, behavioral disorders, growth and development retardation. From the age of 1-3, the child comprehends the parent's presence and care through social learning when he cries. In this process, when the child encounters a problem, he tries to provide parental support by reflecting the psychological problems on the body. The symptom showing that psychological problems are reflected on the body is psychosomatic pain. Psychosomatic pain is a type of pain that usually occurs with anxiety. Studies have shown that the likelihood of psychosomatic pain increases in children with high levels of anxiety. When children separated from their parents due to reasons such as death or divorce cannot cope with the new situation, they are faced with psychosomatic pains such as headache, stomachache, chest pain. Pediatric nurses take the lead role in identifying and preventing risks in single-parent children. In this direction, pediatric nurses; should take an active role in the assessment of risks, growth and development follow-up, therapeutic communication and play, multidisciplinary approach and execution of economic, legal and social interventions. The aim of this review is to explain the roles of pediatric nurses by examining the relationship between a single parent child and psychosomatic pain.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği |
Bölüm | Derlemeler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 13 Sayı: 3 |