Osmanlı
Devletinde kanunlar ikili işleyişe sahipti. Bir yandan şeriattan kaynağını alan
kurallar diğer yandan örfi uygulamalar bir biriyle çatışmayacak şekilde işletilmeye
çalışıyordu. Kadılar bu yüzden ceza tercihlerini hem kanunname metinlerine ve
önceki uygulamalara hem de şer’i kurallara uygun olacak şekilde belirliyordu.
Öte yandan halkın kendi savunma mekanizmaları suçun topluma tahribat
oluşturacağı durumlarda devreye giriyor ve kadıyla koordineli bir şekilde
toplum korunmaya çalışılıyordu. Bu çalışma 18. yüzyılda Ayıntab’da gerçekleşen
katil, hırsızlık, zina, yol kesme suçlarını örnek vakalar üzerinden
değerlendirerek gerek toplumun gerekse devletin adli kolunun refleksini ölçmeyi
amaçlamaktadır.
The law in the
Ottoman Empire had bilateral mechanism. On the one hand the rules taking its
base from sharia and on the other hand practices of örf, run accordingliy. Kadıs,
because of this, while imposing punishment, tried to remain within the border
of both sharia and law text, also previous practices. On the other hand, the
self-protection mechanism of the society stepped in when the crime became
dangerous for the community and with the help of kadı the society tried to be kept in an order. This article aims to
evaluate the reflex of both the judicial power of the state in the province and
the society by the way of examining the sample events related to murder, robbery,
brigandage, adultery that took place in Ayıntab in the 18th century.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tarih |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 21 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 1 Sayı: 1 |