NATO developed its last concept for deterrence and defence in 1967 to address potential military conflict with the Soviet Union. At the end of the Cold War, the Alliance shifted from its main concept of guiding deterrence and defence actions to supporting military reaction towards various forms of instability. Bases of instability at the time included terrorism, reform problems in post-Soviet Russia, nationalism, authoritarianism, ethnic, sectarian, and local conflicts, economic destabilization, natural disasters, and civil wars. Consequently, Alliance’s responses to instability since 1991 were various, each addressing a specific challenge on a case-by-case basis. Instability continues to be persistent and diverse and holds risks for damaging Allies’ security. Nowadays, instability continues to risk the security of widely different subjects. Two forms of instability identified in the early 1990s, which are Russia and Terror Groups, have emerged as challenges on a strategic scale with aims and patterns that can weaken and threaten the security of an Ally, a group of Allies, or the Alliance as a whole. These two challenges are strategic in terms of geographic scale and the impact they have on their targets, considering the possible risks they will create for the security of the Alliance and their ability to persist in the long term. A new Euro-Atlantic Area Defence and Deterrence Concept Paper is needed to counter these security risks within NATO’s strategic scope and 360-degree range and support the implementation of the Alliance’s three main tasks: collective defence, crisis response, and security cooperation. In this research, NATO’s latest deterrence and defence studies, which have started to be updated in parallel with the changing security environment, will be analysed.
NATO’nun en son geliştirdiği Savunma ve Caydırıcılık Konsept Belgesi 1967 yılında Sovyetler Birliği ile potansiyel bir askerî çatışma hedef alınarak hazırlanmış ve uygulanmış, ancak Soğuk Savaşın sona ermesi ile İttifak bu kapsamdaki karşılık verme konseptini farklı alanlardaki istikrarsızlık olasılıklarına karşı askerî alanda süratle tepki gösterebilme olarak değiştirmiştir. İstikrarsızlık kaynağı olan konular ise terörizm, milliyetçilik, otoriter rejimler, etnik karşıtlıklar, bölgesel çatışmalar, ekonomik istikrarsızlık, doğal afetler ve iç savaşlar ile, Sovyetler Birliğinden sonra Rusya’da gerçekleşen reformlarda yaşanan geri dönüşler şeklinde belirlenmiştir. Günümüzde de istikrarsızlık farklı konularda yaygın olarak İttifak’ın güvenliğine risk oluşturmaya devam etmektedir. Yapılan değerlendirmelere göre 1990’ların başında bir İttifak üyesine ya da İttifak’ın tamamına stratejik ölçekte güvenlik tehdidi oluşturan iki istikrarsızlık kaynağı belirlenmiştir. Bunlar; Rusya ve terördür. Coğrafi bağlamda olduğu kadar hedeflerinde sebep oldukları etki ile, İttifakın güvenliğine yaratacakları muhtemel riskler ve uzun vadede devamlılık gösterme yetenekleri değerlendirildiğinde, bu iki istikrarsızlık formunun stratejik olduğu kabul edilmektedir. NATO’nun stratejik kapsamda ve 360 derecelik çevresindeki alanda oluşan bu güvenlik risklerine tedbir getirecek şekilde ve İttifak’ın üç temel görevi olan kolektif savunma, krizlere cevap verme güvenlik iş birliği konularının uygulanmasını da destekleyecek yeni bir Avrupa Atlantik Bölgesi Savunma ve Caydırıcılık Konsept Belgesine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu makalede, NATO’nun değişen güvenlik ortamına uygun olarak güncellenmekte olan Savunma ve Caydırıcılık çalışmaları incelenecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Ağustos 2022 |
Gönderilme Tarihi | 11 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 18 Sayı: 42 |