İnsanlığın doğaya karşı tutumu ile toplumların ve kültürün oluşumu arasında doğrudan bir ilişki söz konusudur ve bu ilişki her zaman doğanın aleyhine bir gelişim göstermiştir. İnsanın türlü felâketlerin kaynağı olarak gördüğü ve korktuğu doğaya hükmetme arzusu, onu varlığı bir bütün olarak algılama yerine, kendini efendi olarak gören insan merkezli bir anlayışa sürüklemiştir. İnsanlığın bilinen ilk edebî metni olup yedi bin yıllık tarihi bulunan Gılgamış Destanı ve Sabahattin Ali’nin 1937’de yayımlanan Kuyucaklı Yusuf romanı çok belirgin şekilde doğa-kültür karşıtlığını vurgular ve bu bakımdan farklılıkları da bulunmasına rağmen çok büyük benzerlikler taşırlar. Gılgamış Destanı ile Kuyucaklı Yusuf’un doğa, çevre, toplum, kültür, kentleşme temalarına yaklaşımlar bakımından aradaki zaman farkını göz ardı etmeden karşılaştırmalı yöntemler kullanılarak analiz edildiği bu makalede; ilk uygarlıkların doğa, çevre ve toplum algısıyla 20 yüzyıl insanının doğa, çevre ve toplum algısı arasındaki benzerlik ve farklılıkları ortaya koyma, bu temaların iki eserin kişilerinin karakterizasyonundaki etkisini tespit etme ve yedi bin yıl farkına rağmen değişimin pek az olduğunu, doğanın saflığına karşı kültürün çelişkili, tutarsız ve ikiyüzlü bir yapısı olduğunu gösterme hedeflenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 3 Sayı: 5 |