Türkiye'deki ilahiyat fakültelerinin tarihi, 1900'lü yılların başında Osmanlı döneminde kurulan Dârülfünûn'a kadar uzanmaktadır. Cumhuriyet döneminde ilk açılan ilahiyat fakültesi 1924 yılında Dârülfünûn’a bağlı açılmış olan ilahiyat fakültesidir. Söz konusu ilahiyat fakültesi türlü gerekçeler ileri sürülerek 1933 yılında kapatılmıştır. 1933’ten, 1949’da Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin açılışına kadar geçen süreçte ülkemizde yüksek din öğretiminden bahsetmek mümkün değildir. 1959 yılında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü açılmış bunu takip eden yıllarda farklı illerde Yüksek İslam Enstitüleri açılmıştır. 1982 yılında bütün yüksek din öğretimi kurumları ilahiyat fakültelerine dönüştürülmüştür. 1992 yılında ikinci nesil diye isimlendirilen ilahiyat fakülteleri açılmaya başlamış ve 2012 yılından itibaren hızlı bir artış göstererek Türkiye’nin hemen hemen her ilinde bir yüksek din öğretimi kurumu açılmıştır.
Günümüze kadar, İlahiyat Fakültesi, Dini İlimler Fakültesi, İslami İlimler Fakültesi ve Uluslararası İslam ve Din Bilimleri Fakültesi gibi farklı isimler altında, yüzden fazla üniversitede yüksek din öğretimi kurumları açılmıştır. Ayrıca Açık Öğretim Fakültesi’ne bağlı İlahiyat Ön Lisans Programı ve bazı üniversitelerde İlahiyat Lisans Tamamlama (İLİTAM) Programlarında da yüksek din öğretimi gerçekleştirilmektedir. Sözü edilen yüksek din öğretimi kurumlarında bilimsel yayın, sempozyum, çalıştay, konferans vb. faaliyetler aracılığıyla bilim dünyasına katkı sunulduğu gibi din konusunda halkın ihtiyaç, talep ve beklentilerini karşılayacak din görevlileri de yetiştirilmektedir. İlahiyat fakültesinden mezun olanlar, genellikle Diyanet İşleri Başkanlığı’nda imam-hatip, müezzin, Kur’an kursu öğreticisi, vaiz, vaize ve müftü olarak; Milli Eğitim Bakanlığı’nda ise başta öğretmen olmak üzere çeşitli pozisyonlarda görev alabilmektedirler. Bu nedenle, İlahiyat fakülteleri, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı gibi dış paydaşlarının beklenti ve taleplerini dikkate alarak öğretim programlarını, amaçlarını, misyonlarını ve öğrenci yetiştirme programlarını düzenlemelidir.
Bu çalışmanın amacı, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarına yönelik olarak Diyanet İşleri Başkanlığı personeli, Milli Eğitim Bakanlığı personeli ve toplumun diğer kesimlerinden oluşan dış paydaşların görüş ve beklentilerini belirlemektir. Araştırma kapsamında Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarının dış paydaşlar tarafından nasıl değerlendirildiğinin tespit edilmesi, bununla birlikte dış paydaşların, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarından beklentilerinin neler olduğunun ortaya konulması amaçlanmaktadır. Böylece Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarının toplumun farklı kesimleri tarafından nasıl algılandığı ve nasıl değerlendirildiğinin ortaya konulmasıyla birlikte buna uygun stratejiler geliştirilebilir. Bu açıdan bakıldığında araştırmanın, yüksek din öğretimi kurumlarının öğretim programlarını ve toplumsal faaliyetlerini düzenlerken dikkate almaları gereken birtakım hususları belirlemesi açısından da önemli olduğu düşünülmektedir.
Araştırmada hem nicel hem de nitel araştırma yöntemlerinin bir arada kullanıldığı karma araştırma yöntemlerinden biri olan yakınsayan paralel desen tercih edilmiştir. Araştırma sonucunda elde edilen verilere göre dış paydaşların, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunları hakkında genel olarak olumlu bir bakış açısına sahip olduğu tespit edilmiştir. Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarının, dış paydaşlar tarafından önemli bir konuma sahip olduğu; bununla birlikte dış paydaşların, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve mezunlarından beklenti içinde oldukları görülmektedir. Bu bağlamda katılımcılar tarafından vurgulanan ilahiyat fakültelerinden alan bilgisi yeterli, genel kültürü iyi, öğretme bilgi ve becerisi gelişmiş, iletişim becerisi yüksek münevver din görevlilerinin yetiştirilmesi konusu üzerinde önemle durulması gereken hususların başında gelmektedir.
Sayın Hocam, Emekleriniz için teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.
The history of theology faculties in Türkiye dates back to Dârülfünûn, which was established in the early 1900s during the Ottoman period. The first faculty of theology founded during the Republican period was the one affiliated to Dârülfünûn in 1924, yet it was closed in 1933 on various grounds. No higher religious education was offered in Türkiye during the period between 1933 and 1949, when Ankara University Faculty of Theology was founded. In 1959, however, Istanbul Higher Islamic Institute was opened, followed by other Higher Islamic Institutes in different provinces in the subsequent years. In 1982, all bodies of higher religious education were converted into faculties of theology. Later in 1992, the so-called second-generation faculties of theology were opened. Finally, a higher religious education institution has been opened in almost every province of Türkiye since 2012, leading to a rapid increase in their number.
Today, there are higher religious education institutions opened in more than 100 universities with different names, including Faculty of Theology, Faculty of Religious Sciences, Faculty of Islamic Sciences, and International Faculty of Islam and Religious Sciences. In addition, higher religious education is also offered not only in associate degree programs in theology affiliated to the Open Education Faculty but also in Bachelor's Degree Completion Program in Theology (ILITAM) in some universities. Such institutions of higher religious education contribute to the world of science through activities, including but not limited to, scientific publishing, symposiums, workshops, and conferences. They also train religious officials to meet the needs, demands and expectations of the public about religion. Graduates of theology faculties are often employed as imam-hatips, muʾadhdhins, Qurʾān instructors, preachers, preacheresses, and muftis in the Presidency of Religious Affairs, as well as teachers in the Ministry of National Education. Therefore, theology faculties need to adapt their curricula, objectives, missions and educational programs by considering the expectations and demands of external stakeholders, such as the Presidency of Religious Affairs and the Ministry of National Education.
The purpose of this study is to explore external stakeholders’ opinions about and expectations from Harran University Faculty of Theology and its graduates, particularly those of the staff in the Presidency of Religious Affairs and the Ministry of National Education, along with other members of the society. This study aimed to investigate how Harran University Faculty of Theology and its graduates are perceived by external stakeholders and to reveal their expectations from this faculty and its graduates. Thus, appropriate strategies can be developed after identifying how Harran University Faculty of Theology and its graduates are perceived by various members of the society. Considered from this perspective, the present study is also critical in terms of addressing some of the issues that higher religious education institutions should take into account while designing their curricula and organising their social activities.
The present study was carried out using a convergent parallel design, one of the mixed methods designs in which both quantitative and qualitative research paradigms are used together. The data collected in the present study revealed that external stakeholders have a generally positive perception of both Harran University Faculty of Theology and its graduates. It was found that both the faculty and its graduates hold an important place based on the perspectives of external stakeholders, who voiced their expectations from this faculty and its graduates. Therefore, as highlighted by the participants, a particularly significant priority for faculties of theology is to train religious officials with sufficient field knowledge, decent world knowledge, advanced expertise, and skills in teaching, along with good communication skills.
Religious Education Theology Theologians Graduates External Stakeholders
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Eğitimi, İslam Araştırmaları (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 13 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 6 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 51 |