Kurucu lider olarak Atatürk’ün izlediği dış politika, yabancı işgale karşı verilen bağımsızlık mücadelesini temsil ederken, diğer yandan yeni cumhuriyeti o günün devletler ailesi içinde saygın bir yere taşıma amacı çerçevesinde şekillenmişti. Bu dış politikanın uygulandığı yerlerden biri olarak, en uzun sınıra sahip olduğumuz Suriye ile kuruluş yıllarındaki ilişkiler, hem dönemin dış politik önceliklerini anlamak hem de iki ülkenin ulus inşa dönemindeki kesişim noktalarını görmek açısından önemlidir. Türkiye ile Suriye arasında bir federasyon kurulması, Misâk-ı Millî üzerinden yürütülen tartışmalar ve sınırların çizilmesiyle birlikte ayrışan toplumlar özelinde karmaşık ve dinamik bir dönem yaşanmıştır. Bu sürecin kumandasında bulunan Atatürk’ün Suriye stratejisi, Anadolu’nun kaderini doğrudan etkilediğinden, taktiksel geri çekilmeler dışında herhangi bir ihmal ve yanlışı kaldıramayacak önemdeydi. Bu nedenle Suriye ile ilk yıllar gündeme gelen federasyon düşünceleri, çok geçmeden dönemin koşullarının gerektirdiği gerçekçi yaklaşımla değişmiştir. Bu değişimi etkileyen önemli dinamiklerin başında Türkiye’yi yaklaşmakta olan büyük savaş öncesi kendi ayakları üzerinde tutma ve Avrupalı güçlere karşı denge kurma ihtiyacı gelmektedir.
As the founding leader, Atatürk's foreign policy, while representing the struggle for independence against foreign occupation, was shaped within the framework of the aim of carrying the new republic to a respectable place in the family of states of that day. As one of the places where this foreign policy is implemented, the relations with Syria, with which we have the longest border, in the years of its foundation, are important both in terms of understanding the foreign policy priorities of the period and seeing the intersection points of the two countries in the nation-building period. With the establishment of a federation between Turkey and Syria, the discussions carried out over Misâk-ı Millî and the drawing of borders, a complex and dynamic period has been experienced in particular for segregated societies. Since Atatürk's Syria strategy, who was in command of this process, directly affected the fate of Anatolia, it was important that it could not afford any omissions and mistakes, except for tactical retreats. For this reason, the federation ideas that came to the fore with Syria in the first years soon changed with the realistic approach required by the conditions of the period. One of the most important dynamics affecting this change is the need to keep Turkey on its feet before the upcoming great war and to balance it against the European powers.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Cumhuriyeti Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Mayıs 2023 |
Gönderilme Tarihi | 30 Ağustos 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 15 Sayı: 2 |