Holy Qur’ān, the most basic source of Islamic religion, is a divine call in order to meet mankind with truth. The Prophet, who had written from the very first moment when verses started to given, didn’t leave a single verse to be written when He died in Madinah. Being collected in a single copy in the era of Khalif Ebubekir, Qur’ān was sent to different places after being copied in the era of Khalif Osman. In a very short time, people had written or had it written their own copy and so the number of the copies increased rapidly. This process in sahābah and tābieen era is basically an important stage that shapes how the relationship between Muslim and muṣḥaf should or is. In this article, the relationship between sahābah and tābieen and the copy is discussed and hearsays about this topic are thoroughly evaluated by putting them together. Together with defining this relationship, what Qur’ān perception was in minds of those who lived that era is put forward. With this side, it has a feature to lighten the roots of the relationship between Muslims and the muṣḥaf.
Commentary Qur’ān Literary Composition Muṣḥaf Hearsay Sahābah Tābieen Trade
İslam dinin en temel kaynağı
Kur'ân-ı Kerîm, insanı hakikatle
buluşturmak üzere indirilmiş ilahî bir çağrıdır. Mekke'de inmeye başladığı ilk
andan itibaren gelen tüm vahiyleri yazdırmış olan Hz. Peygamber, Medine'de
vefat ettiğinde, geride kayda geçirilmemiş bir âyet bırakmamıştır. Halife Hz. Ebûbekir döneminde bir muṣḥafta toplanan Kur'ân-ı Kerîm,
Hz. Osman döneminde çoğaltılarak Müslümanların yaşadığı çeşitli beldelere
gönderilmiştir. Çok kısa bir zaman dilimi içerisinde insanlar kendilerine ait
bir muṣḥaf yazmış veya yazdırmış ve
böylece muṣḥafların sayısı hızla
artmıştır. Sahabe ve tâbiîn dönemine denk düşen bu
süreç, özü itibariyle bir Müslümanın muṣḥafla olan ilişkisinin nasıl olduğunun veya
olması gerektiğinin şekillendiği önemli bir merhaledir. Bu makalede sahabe ve
tâbiînin muṣḥafla olan ilişkileri ele
alınmış ve konu ilgili rivayetler bir araya getirilmek suretiyle etraflıca
değerlendirilmiştir. Söz konusu ilişkilerin tespit edilmesi ile birlikte o
dönemi yaşayan insanların zihninde Kur'ân algısının ne olduğunu açık bir şekilde ortaya
koymuştur. Bu yönüyle konu, günümüz Müslümanlarının muṣḥafla olan ilişkilerinin
köklerine ışık tutacak bir özelliğe sahiptir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 17 Sayı: 34 |
Hitit Üniversitesi Kuzey Kampüsü Çevre Yolu Bulvarı 19030 - ÇORUM-TÜRKİYE
00 (90) 364 219 1100 - ilafdergi@hitit.edu.tr