Bu çalışmada, Avrupalı Türkler deneyiminde birinci, ikinci, üçüncü ve sonraki kuşak neslin sosyal kimlik tanımlamalarının, çifte-bilinç kavramsallaştırması merkeze alınarak, tek-bilinç, çifte-bilinç, tek-bilinç kavramsallaştırması çerçevesinde analiz edilebileceği önerilmektedir. Buna göre, tek bilinç, ilk kuşak göçmenlerin anavatandan getirdikleri kimliğe, çifte-bilinç, ikinci ve/veya üçüncü kuşak neslin iki dünya arasında gidip gelmelerini ifade eden kimliğe, ve tekrar tek-bilinç de, üçüncü ve/veya sonraki kuşak neslin, köken kültürden uzaklaşarak hakim kültür içerisinde edindiği kimliğe gönderme yaptığı düşünülmektedir. Her bir bilinç düzeyinin, göçmen toplulukların ev sahibi toplum içerisindeki sosyal kimlik ve aidiyet tanımlaması, yerleşim örüntüsü, sosyo-kültürel ve ekonomik durum, sivil örgütlenme biçimi, uyum süreci, birlikte yaşama kültürü gibi, çeşitli değişkenlere göre farklı iz düşümlere sahip olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada, makro-sosyolojik bir perspektiften hareketle önerilen bu kavramsallaştırmanın analizi, konuyla ilgili literatürde yer alan, çeşitli Avrupa ülkelerinde (Almanya, Fransa, İngiltere, Belçika, Danimarka, vb. gibi) yerleşik Türk göçmen nüfus üzerine yapılan saha çalışmalarda ulaşılan kimlik aidiyetine ilişkin bulgular ışığında yapılacaktır. Hiç kuşkusuz, bu kavramsallaştırmanın doğrulanabilmesi için, konuya özel daha spesifik saha araştırmalarına ihtiyaç duyulduğu da ifade edilmelidir.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 9 Sayı: 2 |