Amaç: Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 pandemisi, adli olayları da etkilemiştir. Bu çalışmada; çoğu zaman adli başvuruların ilk başvuru yeri olan acil servislerin, salgında nasıl etkilendiği incelenmeye çalışılacaktır.
Materyal-Method: Çalışma için; 2019-2022 yılları arasında, Acil Servis’te adli kayıt açılmış tüm hastaların dosyaları geriye dönük tarandı. Hasta başvuruları ülkemizde ilk COVID-19 vakasının görüldüğü Mart 2020 tarihine göre sınıflandırıldı. Pre-pandemi, pandemi ve pandemi sonrası dönem olarak 3 gruba ayrıldı ve elde edilen veriler kendi içinde kıyaslandı.
Bulgular: Belirtilen tarihlerdeki 17,323 hastanın dosyası incelendi. Hastaların %81,7’si erkek cinsiyette idi.. En fazla oranda pandemi döneminde (%38,7) ve adli muayene nedeni ile başvuran hastaların olduğu görüldü (%83,0). Hastaların büyük bir kısmının acilden taburcu olduğu (%98,2), yatan hastaların ise en fazla oranda dahili servislerde (%35.8) takip edildiği tespit edildi. Sevk olan hastaların oranının; pandemi döneminde bir önceki döneme göre azaldığı tespit edildi. Adli başvuruların, pandemi ilan edildikten sonra en düşük seviyede olduğu, pandemi sonrası dönemde ise pandemi öncesi dönem seviyesini geçtiği gözlendi. Suicid girişimi olan hastaların sayısının pandemi döneminde azaldığı ve normalleşme döneminde bile pandemi öncesi dönemdeki oran kadar artmadığı gözlendi. Ancak katı karantina kuralları uygulandığı zaman diliminde bu oranın arttığı gözlemlendi. Trafik kazası ve darp hastalarının oranı pandemi döneminde azalsa bile normalleşme döneminde pandemi öncesi döneme kıyasla 2 katından fazla artmıştı.
Sonuç: Salgınlarda bile adli vakaların acil servislere akışının azalmadığı görülmektedir. Adli vakaların çoğunda travmatik bir süreç yaşandığı için adli olayların sayısı, karakteri, prognozunun değerlendirilmesinde acil servis başvuruları yol gösterici olabilir, başka bir salgında adli olayların kontrolünü sağlayabilir.
ETİK KURUL ONAYI EKLENMİŞTİR
YOK
YOK
Objective: The COVID-19 epidemic, which affected the whole world, also affected judicial events. This study will examine how the forensic cases that applied to the emergency service were affected by the epidemic.
Material and Methods: In this study, the files of all patients whose forensic records were opened in the Emergency Service between 2019 and 2022 were retrospectively scanned. Patient applications were classified according to March 2020, when our country's first COVID-19 case was seen. They were divided into 3 groups: pre-pandemic, pandemic and post-pandemic period, and the data obtained were compared within themselves.
Results: The files of 20,781 patients on the specified dates were reviewed. 83.4% of the patients were male. 16.6% were foreign nationals. It was observed that the highest rate was during the pandemic period (35.7%) and patients who applied for forensic examination (83.8%). It was determined that most of the patients were discharged from the emergency department (98.1%), and most inpatients were followed up in the surgery services (0.6%). It was determined that forensic applications were at the lowest level after the declaration of a pandemic, and in the post-pandemic period, they exceeded the pre-pandemic level.
Conclusion: It is seen that the flow of forensic cases to emergency department does not decrease even in pandemics. Since most forensic cases have a traumatic process, emergency department applications can guide the number, character, and prognosis of forensic cases. In another pandemic, forensic events can be controlled.
Emergency Department Forensic Applications COVID-19 Pandemic Effect
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Acil Tıp |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 11 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 15 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 3 Sayı: 3 |
e-ISSN: 2791-9935