DOI: 10.5152/hsp.2019.440012
Despite the scientific and technological
advances and their positive contributions in the diagnosis and treatment of
breast cancer, it has been stated that an gradually increasing incidence of
breast cancer in the world and in Turkey and is anticipated in the coming
years. In studies conducted in recent years about the risk factors for breast
cancer occurrence, it was determined that night work and low levels of vitamin
D increase the risk of breast cancer. In addition, there is insufficient
evidence that antioxidants such as vitamin E-C, beta-carotene, and soya oil
reduce the risk of breast cancer. Today, within the scope of diagnosis and
treatment studies, mammography is increasingly used for early diagnosis, sentinel
lymph node biopsy is superior to axillary lymph node biopsy in terms of
morbidity, and it has been determined that breast-conserving surgery provides
equivalent survival as mastectomy. These two new approaches to patient benefit
(sentinel lymph node biopsy and breast-conserving surgery) have begun to be
more widely used. Another development is that individualized/targeted treatment
is feasible with the use of biomarkers in molecular classifications. In the
years to come, it has been reported that nanoparticles, which are a part of
nanotechnology, can be used to increase the duration and activity of drugs. It
has been noted that genetic mutations can be treated by making a point shot
with drugs that block the driver mutation, as a result of studies on methods
that determine the genetic “fingerprint” of cancer cells and the genome’s
“drive/driver mutation”.
Cite this article as: Akyolcu N, Özhanlı Y, Kandemir D. Recent Developments in Breast Cancer. Journal of Health Science and Profession 2019; 6(3): 583-94.
Breast cancer screening breast-conserving surgery cancer treatment protocols
DOI: 10.5152/hsp.2019.440012
Meme kanserinin tanı ve tedavisinde bilimsel, teknolojik ve yöntemsel
bir hayli gelişme kaydedilmesi ve olumlu katkılarının gözlemlenmesine karşın,
meme kanseri sıklığının evrensel boyutta ve Türkiye’de arttığı belirtilmekte ve
bu sayının önümüzdeki yıllarda giderek artacağı öngörülmektedir. Risk
faktörlerine ilişkin son yıllarda yapılan çalışmalarda, gece çalışma ve düşük D
vitamini düzeyinin meme kanseri riskini
arttırdığı belirlenmiş; soya yağı kullanımının artması, vitamin E-C ve beta
karoten gibi antioksidanların kullanılmasına yönelik ise riski azalttığına
ilişkin yeterli kanıt bulunamamıştır. Tanı ve tedavi çalışmaları kapsamında
günümüzde, mamografinin erken tanı amacıyla giderek daha yaygın kullanıldığı;
morbidite açısından sentinel lenf nodu biyopsisinin, aksiller
lenf nodu diseksiyonuna göre daha
üstün olduğu; meme koruyucu cerrahinin mastektomiye eşdeğer sağ kalım sağladığı
belirlenmiş, hasta yararına olan bu iki yeni yaklaşım daha yaygın kullanılmaya başlanmıştır.
Diğer bir gelişme ise moleküler sınıflamada biyobelirteçlerin kullanılması ile
bireyselleştirilmiş/ hedefe yönelik tedavi yoluyla en yüksek etkinlik ve en az
yan etkiye sahip ideal tedavinin uygulanabilir olmasıdır. Gelecek yıllarda, nanoteknolojinin bir parçası olan nanopartiküller kullanılarak
ilacın dolaşım süresinin ve etkinliğinin arttırılabileceği bildirilmektedir. Kanser
hücrelerinin genetik parmak izini çıkaran ‘genetik parmak izi/ fingerprint’ ve
tümörün vücuttaki seyrine yön veren ana geni ‘sürücü/ driver mutasyon’ genini
saptayan yöntemler üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda, sürücü mutasyonu
bloke edecek ilaçlarla nokta atışı yapılarak, genetik mutasyonun tedavi
edilebileceği kaydedilmektedir.
Cite this article as: Akyolcu N, Özhanlı Y,
Kandemir D. Recent Developments in Breast Cancer. Journal of Health Science and
Profession 2019; 6(3): 583-94.
Meme kanseri meme koruyucu cerrahi kanser tedavi protokolleri tanılama
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | DERLEME YAZILARI |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ekim 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 6 Sayı: 3 |