Bir devlet baskanı olarak Hz. Peygamber, Arab Yarımadasında yer alan kabilelerin reislerine
ve yarımada dısında yer alan yakın ve uzak komsu devletlerin krallarına çesitli
amaçlarla resmi mektuplar gönderiyor ve onlardan mektuplar alıyordu. Söz konusu mektuplar
tabiatıyla bazen Arapça dısındaki dillerde de olabiliyordu. Hadis ve İslâm tarihi
kaynaklarında, Hz. Peygamber’in diplomatik gerekçelerle söz konusu mektupları ashabının
dısındaki kimselere yazdırıp okutmaktan endise ettiğine, bu sebeple dile kabiliyetli ve zeki bir
genç olduğunu bildiği Zeyd b. Sâbit’ten yahudi yazısını ve dilini öğrenmesini istediğine dair
farklı rivâyetler yer almaktadır. Ancak bu konudaki rivâyetler, öğrenilmesi istenilenin yahudi
yazısı veya yahudi dili mi olduğu, Zeyd’in bu yazıyı ve/ya dili ne zaman, nerede, kimlerden ve
ne kadar sürede öğrendiği vb. hususlarda, sârihleri değisik yorumlara sevk eden farklı ifadeler
ve kapalılıklar ihtiva etmektedir. Bu makalenin amacı, öncelikle bahsi edilen rivâyetleri tahlil
ederek bunlardaki kapalı noktaları aydınlatmak, ayrıca bilhassa devletlerarası iliskilerde,
eğitimde ve bilimde önemi inkâr edilemeyecek olan yabancı dile, asr-ı saadette nasıl bir ihtiyaç
duyulduğunu, Hicaz Bölgesinde o dönemde hangi yabancı dillerin kullanıldığını, Resûl-i
Ekrem’in bu probleme ne gibi çözümler getirdiğini tespit etmeye çalısmaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Cilt: 7 Sayı: 2 |