The quality of the novel as a source of social knowledge is one of the main debates on the sociology of literature. This study aims to clarify this discussion from an interdisciplinary perspective. Reflecting on the relationship of the novel to sociology requires to approach the issue in a broader context. For this reason, firstly, the commonness and divergence of literature and science, and sometimes their unity that developed with a kind of solidarity has been tackled. In the second step, the intersections that create the interaction between literature and sociology has been mentioned. The fact that society is the subject of literary creation makes literature more suitable for sociological studies than other branches of art due to its rich nature. Literary works are fed by social life as much as creativity. The novel occupies a central position in debates on the competence of literature, which is an art branch, in dealing with social issues. The reasons for this are that novels are at the top of the literary genres that are most suitable for dealing with human-social issues and they are not only seen as a literary production but are positioned together with political and didactic purposes. Based on this, in the third chapter, the relationship between novels and sociology has been tackled. The fourth chapter is devoted to a discussion on the “idiosyncratic” knowledge of the novels that sometimes act as the transmitter of scientific knowledge, sometimes express the realities missed by the sciences, and sometimes mirror social reality to a certain extent. This knowledge is the knowledge of the meaning and essence of life. Moreover, this knowledge can be accompanied by experiences that cannot be tasted in a person's limited life. Although the reader of the novel knows that the text is fiction, as a result of voluntary belief, imaginary people and events may feel real. Being involved in the world of the novel, empathizing with the characters of the novel, or even identifying with them, can bring new experiences to the world of ordinary people under siege of reality. This aspect of the novels has been discussed under the last title and it has been concluded that novels can be a source of not only social knowledge but also representative/imaginary social experiences.
Novel sociology literature sociology of literature social knowledge social experience literary knowledge
Romanın toplumsal bilgi kaynağı olarak niteliği, edebiyat sosyolojisiyle ilgili başlıca tartışma konularından biridir. Bu çalışma, söz konusu tartışmaya disiplinler arası bir perspektiften açıklık getirmeyi hedeflemektedir. Romanın sosyolojiyle ilişkisi üzerine düşünmek, meseleyi daha geniş bir çerçevede ele almayı gerektirir. Bu nedenle, ilkin edebiyat ve bilimin ortaklıkları ve ayrıştığı yönlerin yanı sıra, kimi zaman da bir tür dayanışmayla gelişen birliktelikleri üzerinde durulmuştur. İkinci adımda, edebiyat ve sosyoloji etkileşimini yaratan kesişimlere değinilmiştir. Toplumun edebî yaratımın konusu olması, edebiyatı içeriğinin zengin doğası dolayısıyla sosyolojik çalışmalar için diğer sanat dallarına nazaran daha elverişli kılmaktadır. Edebî yapıtlar, yaratıcılık kadar toplumsal hayattan da beslenmektedir. Bir sanat dalı olan edebiyatın toplumsal meselelere eğilmedeki yetkinliği konusuna dair tartışmalarda, roman merkezî bir konumdadır. Bunun nedenleri, romanların insanî-toplumsal meseleleri ele almaya en elverişli edebî türlerin başında gelmesi ve zaman zaman sadece edebî bir üretim olarak görülmeyip, politik ve didaktik amaçlarla birlikte konumlandırılmasıdır. Buradan hareketle, üçüncü bölümde romanlarla sosyolojinin ilişkisi üzerinde durulmuştur. Dördüncü bölüm, kimi zaman bilimsel bilgilerin aktarıcılığını üstlenen, kimi zaman bilimlerin göz ardı ettiği gerçeklikleri dile getiren, kimi zaman da belli ölçülerde toplumsal gerçekliğe ayna tutan romanların “kendine özgü” bilgisi üzerine bir tartışmaya ayrılmıştır. Bu bilgi, hayatın anlamının ve özünün bilgisidir. Üstelik bu bilgiye, insanın sınırlı yaşamında tadamayacağı deneyimler de eşlik edebilir. Roman okuru, elindeki metnin kurmaca olduğunu bilse de gönüllü bir inanışın sonucu olarak hayal ürünü kişi ve olayların gerçek olduğu hissine kapılabilir. Romanın dünyasına dâhil olmak, roman kişileriyle empati hatta özdeşim kurmak, sıradan insanın gerçekliğin kuşatması altındaki dünyasına yeni deneyimler armağan edebilir. Romanların bu yönü, son başlık altında tartışılmış ve romanların sadece toplumsal bilginin değil, temsilî/hayalî toplumsal deneyimlerin de kaynağı olabileceği sonucuna varılmıştır.
Roman sosyoloji edebiyat edebiyat sosyolojisi toplumsal bilgi toplumsal deneyim edebî bilgi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji, Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 23 Mart 2021 |
Kabul Tarihi | 9 Mayıs 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 38 Sayı: 2 |
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.