Amaç: Amacımız, anti viral tedavi ile remisyona giren kronik hepatit B (KHB) hastalarında persistan ALT yüksekliğinin
nedenini araştırmaktır.
Materyal Metod: Persistan ALT yüksekliği olan 10 hasta çalışmaya alınarak tedavi öncesi HBV-DNA değerleri, serolojik
testleri, ALT, AST düzeyleri, histopatolojik olarak fibroz derecesi, ultrasonografisi, kullanmakta olduğu anti viral ilaçlar
incelendi. Bu hastalarda tedavi başlangıcından itibaren geçen süre değerlendirildiği sırada hastaların yine HBV-DNA, seroloji, biyokimyasal testler, diğer karaciğer fonksiyon testleri, serum kolesterol ve trigliserid düzeyleri, karaciğer ultrasonografisi,
otoimmün tetkikleri ve muhtemel diğer hepatit nedenleri araştırıldı.
Bulgular: Tamamı erkek 10 hastanın tedavi başında HBV-DNA değerleri 104
-108
kopya/ml arasında ve hastaların beşinde
HBeAg serokonversiyonu vardı. Tedavi ile virolojik yanıta bakıldığında hastalardan sadece birisinde HBV-DNA 244 IU/ml
iken, geri kalan kısmında negatifleşti. Ve hastaların tümünde HBeAg serokonversiyonu oluştu. Hastaların beşinde ALT
değerlerinde tedavi öncesine göre yükselme olduğu; bir hastada ALT değerinin aynı kaldığı, geri kalan 4 hastada da ALT
değerlerinde düşme olmakla beraber normale gelmediği görülmektedir. Karaciğer USG incelendiğinde iki hastada grade I
hepatosteatoz dışında başka bir patoloji tespit edilmedi. Diğer viral hepatit etkenleri ve otoimmun hepatit markerları negatif
olup karaciğer fonksiyon testleri ve alfa feto protein (AFP) de normal idi. Hastaların hikâyesinde ilacı bırakma, alkol ve madde
(drug use) kullanımı veya neden olabilecek başka bir ilaç kullanımı da söz konusu değildi.Hastaların kullandığı antiviral
ilaçlara bakıldığında dört hastanın entekavir, dört hastanın tenofovir, bir hastanın entekavir + tenofovir, bir hastanın telbivudin
ve bir hastanın da pegile interferon alfa kullandığı görüldü.
Sonuç: KHB hastaları, tedavi ile virolojik ve serolojik olarak remisyonda olsalar bile ALT yüksekliği devam edebilir. Bu
durum, nedeni tam olarak bilinmeyen ve aydınlatılması gereken bir sorun olarak karşımızda durmaktadır
Aim: Our aim is to investigate the reason for persistent ALT elevation in chronic Hepatitis B (CHB) patients entering into
remission with antiviral treatment.
Material Method: 10 patients with persistent ALT elevation were included in the study and their pre-treatment HBV-DNA
values, serological tests, ALT, AST titers, liver fibrosis degree, ultrasonography (USG) and antiviral medicines they were
taking were analyzed. While the time passed since the beginning of the treatment in these patients was evaluated, their HBVDNA,
serology, bio-chemical tests, other liver functions tests, serum cholesterol and triglyceride levels, liver USG,
autoimmune tests and possible other hepatitis reasons were searched again.
Results: At the beginning of the treatment, HBV-DNA values of the 10 patients, all of whom were male, were between 104
-108
copy/ml and 5 of the patients had HBeAg seroconversion. Considering virological response with treatment, HBV-DNA was
244 IU/ml in only one of the patients whereas it was negative in the rest and HBeAg seroconversion occurred in all the
patients. It was realized that there was an increase in ALT values of five patients compared to pretreatment; ALT value
remained the same in one of the patients and ALT values of the remaining four patients did not decrease to normal despite a
decline. When liver USG was analyzed, no other pathology was determined except for the grade I hepatosteatosis in two
patients. Other viral hepatitis agents and autoimmune hepatitis markers were negative, and liver functions tests and alphafetoprotein
(AFP) were normal. In the patients’ stories, there was no reference to quitting medicines, alcohol and drug use or
taking other medicines that could be a cause. Considering the antiviral medicines the patients took, it was observed that four of
the patients took entecavir, four of them took tenofovir, one took entecavir + tenofovir, one took telbivudin and one took PegInterferon.
Conclusion: ALT elevation of CHB patients may continue even if they are virologically and serologically in remission with
treatment. This situation faces us as a problem which has no precisely known reason and needs highlighting.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2017 |
Gönderilme Tarihi | 18 Nisan 2017 |
Kabul Tarihi | 4 Ağustos 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 14 Sayı: 2 |
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi / Journal of Harran University Medical Faculty