Background: Behçet’s disease is a chronic systemic vasculitis. The prevalence and clinical findings differ among various ethnic and regional groups. Our study aims to present the data of Behçet’s disease, which is endemic in our country, in Adıyaman province of Southeastern Anatolia.
Materials and Methods: The clinical and demographic characteristics of the patients were retrospectively evaluated according to the criteria of the International Study Group (1990) and followed in the rheumatology clinic.
Results: Our study included a total of 150 patients, including 90 (60%) males, and 60 (40%) females. The mean age was 37.76 ± 9.09 years. Clinical findings included oral aphthae (100%); genital ulcers, 82 (59.4%); eye involvement, 47 (35.6%); skin findings, 34 (26%); and vascular involvement, 16 (12.3%). Although genital ulcers were more common in women and eye involvement and skin findings were more common in men, there was no statistically significant difference (p = 0.543, p = 0.233, and p = 0.066, respectively). Vascular involvement was significantly higher in men (p = 0.048).
Conclusion: The most common finding in our study is mucocutaneous lesions. In our country’s data, it was observed that Behçet’s disease was more severe in young men. In our study, the fact that vascular involvement was significantly higher in men might explain the poor prognosis in men. As a result, our resuts suggest that Behçet’s disease in the Southeast has similar clinical features as those reported from other regions in our country.
Key words: Behçet’s disease, Epidemiology, Turkey
Amaç: Behçet hastalığı kronik sistemik bir vaskülittir. Çeşitli etnik ve bölgesel gruplarda prevalans ve klinik bulgular farklılık göstermektedir. Çalışmamızın amacı ülkemiz için endemik olan Behçet hastalığının, Güneydoğu Anadolu bölgesinde yer alan Adıyaman ilindeki verilerini sunmaktır.
Materyal ve metod: Romatoloji kliniğinde takipli Uluslararası Çalışma Grupları Tanı Kriterlerine (İSG) göre (1990) kriterlerine göre tanı konulmuş hastaların dosyaları retrospektif olarak taranarak klinik ve demografik özellikler kaydedildi.
Bulgular: Çalışmaya toplam 90’ı (%60) erkek, 60’ı (%40) kadın 150 hasta dahil edildi. Ortalama yaş 37,76 ± 9,09 idi. Klinik bulgularda oral aft %100, genital ülser 82 (%59,4), göz tutulumu 47 (%35,6), cilt bulguları 34 (%26) ve vasküler tutulum 16 (%12,3) mevcuttu. Genital ülser kadınlarda, göz tutulumu ve cilt bulguları erkeklerde daha sık oranda görülmesine karşın istatiksel olarak anlamlı farklılık bulunmadı (sırasıyla p=0,543, p=0,233, p=0,066). Vasküler tutulum ise istatiksel olarak anlamlı oranda erkeklerde daha fazla mevcut idi (p= 0,048).
Sonuç: Çalışmamızda hastalarda en sık görülen bulgu mukokutanöz lezyonlardır. Ülkemiz verilerinde genç erkeklerde hastalığın daha ağır seyrettiği gözlenmiştir. Çalışmamızda vasküler tutulumun erkeklerde istatiksel olarak anlamlı derecede fazla olması, erkeklerde prognozun daha kötü olmasını açıklayabilir. Sonuç olarak çalışmamızın verileri Behçet hastalığının Güneydoğu’da, ülkemizdeki diğer bölgelerden bildirilen çalışmalara benzer klinik özellikler gösterdiğini düşündürmektedir.
Anahtar Kelimeler: Behçet hastalığı, Epidemiyoloji, Türkiye
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 10 Haziran 2020 |
Kabul Tarihi | 9 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 17 Sayı: 3 |
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi / Journal of Harran University Medical Faculty