Amaç: Rektum kanserleri yavaş seyirli, uzun süre asemptomatik olabilirken sonuçta ölümcül bir sistemik hastalık olduğu söylenebilir. Günümüzde primer tedavisi cerrahidir. Erken teşhis, ameliyat öncesi doğru evrelendirme, senkron ve metakron kolorektal kanserleri saptama ve lokal rekürrensleri tedavi edilebilir durumda tespit etme cerrahi tedavinin başarısında en önemli belirleyicilerdir. Çalışmamızda rektal. kanserlerin özellikleri ile cerrahi yaklaşımın ilkelerini güncel literatür ışığında gözden geçirerek, kliniğimizde tespit ve tedavi edilmiş rektal kanserli vakaları, etyo-patogenez, patoloji, semptomatoloji, teşhis, tedavi ve rekürrens sonuçları açısından güncel literatürlerle incelemeye çalıştık
Materyal ve metod: Sağlık Bakanlığı Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Genel Cerrahi Kliniğinde Aralık 1993-Aralık 1999 tarihleri arasında rektum kanseri tanısıyla ameliyat edilen 82 hastayı analiz ettik. Bu çalışmada, arşiv dosyalarından hastalara ait yaş, cinsiyet, semptom, semptom süresi, yapılan tetkik, tümörün anatomik lokalizasyonu, yapılan ameliyat, görülen komplikasyonlar, tümör evresi, postoperatif uygulanan adjuvan tedavi, hasta takipleri ve bu süre içindeki lokal nüksler ve uzak metastazlar kayıt altına alındı
Bulgular: Hastalarımızın yaş ortalaması 57.7, ve %20’si 40 yaş altındaydı. Hastaların 30’u (%36,6) kadın, 52’si (% 63,4) erkek idi. Hastaların 10’u (%12,1) akut karın tablosuyla acil olarak, 72’si (%87,8) elektif olarak ameliyat edilmiştir. Yapılan tam kan sayımlarında hastaların %18,2’sinde (Hemoglobin değeri 10 g/dl altında) anemi saptanmıştır. Vakalarımızın 11’inde (%13,4) karaciğer metastazı mevcuttu. Rektum kanserli 82 hastanın tanı sırasındaki CEA, CA19-9 düzeyleri incelenmiştir. CEA düzeyi 60 (%73,1) hastada, CA19-9 düzeyleri ise 35 (%42,6) hastada yüksek bulundu. İstatistiki analizde CEA duyarlılığının CA19-9 a göre daha üstün olduğu belirlendi (P<0.01). Vakalarımızdaki rezektabilite oranı %79,2’dir. Modifiye Dukes sınıflamasına göre A evresinde bir hasta (%1,2), Bı evresinde 8 hasta (%9,7), B2 evresinde 17 hasta (%20,7), C1 evresinde 19 hasta (%23,1), C2 evresinde 26 hasta (%31,7) ve D evresinde 11 hasta (%13,4) tespit edilmiştir.
Sonuç: Rektum kanserlerinde erken teşhis, ameliyat öncesi doğru evrelendirme, senkron ve metakron kolorektal kanserleri saptama ve lokal rekürrensleri tedavi edilebilir durumda tespit etme cerrahi tedavinin başarısında en önemli belirleyicilerdir.Ayrıca hekim-hasta ilişkisinin ideal koşullara ulaşması ve erken teşhisin sağlanması bu hastalıkta daha başarılı sonuçların alınması için şarttır.
Anahtar Kelimeler: Rektum kanseri, total mezorektal eksiyon, low anterior rezeksiyon, abdominoperineal rezeksiyon
rektum kanseri total mezorektal eksizyon low anterior rezeksiyon abdominoperineal rezeksiyon
YOK
YOK
DR MEHMET TERCAN VE DR GÜLBEN SARAÇOĞLU'NA DESTEKLERİNDEN DOLAYI ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM
Background: Although rectal cancers have a slowly progressive and these cancers are asymptomatic for a long time, it can be said that they are fatal systemic disease. Today, its primary treatment is surgery. Early diagnosis, correct preoperative staging, synchronicity and determining metachronous colorectal cancers and determining local recurrences in a treatable condition are the most important determines of the success of surgical treatment. In our study, by reviewing the characteristics of rectal cancers and the principles of surgical approach in the light of the current literature, we tried to examine rectal cancer cases detected and treated in our clinic in terms of etio-pathogenesis, pathology, symptomatology, diagnosis, treatment and recurrence results in the light of current literature.
Materials and Methods: Between December 1993 and December 1999, we analyzed 82 patients who are operated on for rectal cancer in 2nd. General Surgery Clinic of Ministry of Health Ankara Training and Research Hospital. In this study, from archive files, patients’ age, gender, symptom, symptom duration, examinations, anatomical location of tumor, complications, tumor stage, postoperative adjuvant treatment, patient follow-up and local recurrences and distant metastases during this period were recorded.
Results: The average age of our patients was 57.7, and 20% were under 40 years old. 30 (36,6%) of patients were female, 52 of the patients (63,4%) were male. 10 (12,1%) of the patients were operated urgently with acute abdominal pain and 72 (87,8%) of the patients were operated electively. Anemia was detected in 18.2% of the patients (Hemoglobin levels below 10 g / dl) in the complete blood cell counts. 11 (13,4%) of our cases had liver metastasis. CEA, CA19-9 levels during the diagnosis of 82 patients’ who had rectal cancer were examined. CEA level was found high in 60 (73,1%) patients, CA19-9 levels were found high in 35 (42,6%) patients. In the statistical analysis, CEA sensitivity was identified to be superior to CA19-9. Respectability ratio of our cases was 79,2%. According to the Modified Dukes classification, one patient (1.2%) in A stage, 8 patients (9.7%) in stage B1,17 patients (20.7%) in B2 stage, 19 patients (23.1%) in stage C1, 26 patients (31.7%) C2 and 11 patients (13.4%) in D stage were detected.
Conclusion: In rectal cancers, early diagnosis, correct preoperative staging, synchronicity and determining metachronous colorectal cancers and determining local recurrences in a treatable condition are the most important indicatives of the success of surgical treatment. In addition, doctor – patient relationship to reach ideal conditions and ensuring the early diagnosis are essential to get successful results in this disease.
Key words: Rectal cancer, Total mesorectal excision, Low anterior resection, Abdominoperineal resection
YOK
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Proje Numarası | YOK |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 26 Kasım 2020 |
Kabul Tarihi | 14 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 17 Sayı: 3 |
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi / Journal of Harran University Medical Faculty