Sinema, başlangıcından günümüze hem bir sanat hem bir sanayi hem de bir kitle iletişim aracı olarak birçok önemli işlev görmüş ve dünyanın birçok alanda değişimine ön ayak olmuştur. Bu kadar önemli bir sanat ve kitle iletişim aracı olmasının altında, sinemanın yıldan yıla kendini geliştirmesi, yenilemesi, içinde bulunduğu siyasal, kültürel ve sanatsal değişimlere uyum sağlayabilmesi yatmaktadır. Toplumların bir yansıması olarak ortaya çıkan sinema ekonomik ve sosyal koşullardan beslenmiştir. Sosyo-kültürel ve siyasi yaşamların perdeye aktarıldığı bir sanat dalı olan sinema insanlık tarihini gözler önüne sermektedir. Türk sinemasını on yedi yıl tekelinde tutan Muhsin Ertuğrul, sinema anlatımı yerine tiyatro anlatımını daha aktif kullanarak bu noktada doğru olmayan bir geleneği başlatması bakımından Türk sinemasında sürekli konuşulan bir isim olmuştur. Muhsin Ertuğrul, Türkiye’de ilk defa gerçek bir film stüdyosunun kurulmasını sağlamış, sinema teknolojisinin getirdiği imkânları ülkemize sokmuştur. Gerek sinema gerekse tiyatroyu disiplinli ve ciddi bir ortam haline getirmiş en önemli sanatçılarımızdandır. Çoğunlukla sahne oyunlarından aktardığı filmlerle Türk ve Dünya tiyatrosunun önemli eserlerini sinema seyircisine tanıtmıştır. Bir oyuncu ve yönetmen oluşunun yanında, çevirileriyle, uyarlamalarıyla, ülkemizde ilklere imzasını atmıştır. Diğer yandan şehir tiyatrolarının himayesine giren Türk sineması, devletleştirme kapsamına girmiştir. Tiyatrocular dönemi diye adlandırılan bu dönemde özel yapım şirketleri kurulmuştur. Filmlerin üretilmesine katılan bu yapım evleri işin ticaretiyle daha çok ilgilenmeye başlamışlardır. Yönetmen olarak da Muhsin Ertuğrul’un hakim olduğu bu dönemde filmlerin niteliklerini asıl belirleyen kendisiydi. Çalışmanın odağında yer alan Türk sinemasının ilk dönemi olarak adlandırılan “Tiyatrocular Dönemi” sinema tarihi açısından büyük tartışmalara yol açmıştır. Bu noktadan hareketle, literatür ve film taramasına dayanarak oluşturulan bu çalışmada, Muhsin Ertuğrul’un daha çok hakim olduğu kronolojik bir sıralamadan daha çok 1920’li ve 1930’lu yıllarda Muhsin Ertuğrul sinemasının anlatım yapısı ve bu dönemlerde geçirdiği evrimler dökümantasyon tarama yöntemiyle Türk ve Dünya sinemasının anlatım yapıları arasındaki farklılıklar üzerinde durulması amaçlanmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Radyo-Televizyon |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 5 Eylül 2022 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ağustos 2022 |
Kabul Tarihi | 15 Ağustos 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 8 Sayı: 3 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)