Mekân
ile kimlik/farklılık imgeleri arasında bir ilişkisellik hemen her zaman
kurulmaktadır. Zira mekânlar sadece fiziki boyuta haiz değil, aynı zamanda,
tarih, kültür, kimlik ve imgesel boyutları olan karmaşık ve çok yönlü
yapılardır. Kentin mekânsal kartografyası içinde kentin sosyal, kültürel
yüzeyini yansıtan kentsel mekânlar (sinemalar, eğlence yerleri, restoranlar,
oteller, müzeler, galeriler, parklar vs.) birer kültürel birliktelik adası
olmakla kalmayıp kentin tanımlayıcı gösterenleri, kültürel kimlikleri ya da
tarihsel yüzlerini oluştururlar. Zira pek çok kent, kentteki belli mekânsal
imgeler üzerinden tanınmakta, hatırlanmakta ve birer cazibe merkezi olarak
geniş kalabalıkları kendine çekmektedir. Kitleleri bu yerlere çeken, toplayan
şey aslında mekânın taşıdığı sosyo-kültürel derinlik, taşıdığı belleğe dair
işaretler, üyelerine ve kente atfettikleri kimliksel öğelerdir. Müdavimler,
bunları toplamak, mekân üzerinden varoluşsal tutamaklar yakalamak adına bu
mekânları bir ev, barınak kılarlar. Bu yazıda, kent imgesi üzerinden, kentsel
mekânların taşıdıkları kültürel, kimliksel belirleyiciliklere açıklık
getirilmeye çalışılmaktadır.
A relationship between space and
identity/difference is almost always established. This stems from the fact that
spaces are not only physical entities but are complex and multi-faceted
structures embodying historical, cultural, identification and imaginary
dimensions. Urban spaces (cinemas, entertainment venues, restaurants, hotels,
museums, galleries, parks, etc.) which reflect the city’s social and cultural
surface in its spatial cartography are not merely the islands of cultural
association but also form the city’s descriptive indications, cultural
identities or its historical sides. Many cities are known for certain spatial
imageries and remembered as a magnet attracting large crowds. What attracts the
masses to these places actually is the city’s socio-cultural depth, signs of
memory and identification elements ascribed to its members and to the city. In
an attempt to collect them and turn them into the handles of existential space,
natives turn these spaces into a “house”, “shelter”. This paper will attempt to clarify cultural
and identification decisiveness of urban spaces through city image.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 4 Sayı: 9 |