Türkiye’de 1990’larda ortaya çıkan ve yayılmaya başlayan
dışa kapalı konut yerleşmeleri ilk kurgulandığı yıllardan bu yana, özellikle
üst gelir grubunun öncelikli tercihi olmuştur. Bu dönemde oluşan serbest piyasa
koşulları ve sosyo-ekonomik etkileri kullanıcıların konutlara ve konut
yerleşmelerine bakış açılarını, tercih ve kullanım biçimlerini kısacası
beklentilerini değiştirmiştir. Üst gelir grubu tarafından sıklıkla tercih
edilen bu tür konutlar sadece barınma işlevini karşılamakla kalmayıp kişinin
sosyal statüsünü ve profilini tanımlayan birer kimlik öğesi görevi görmeye başlamışlardır.
Özellikle son yıllarda kullanımın yanı sıra, iyi bir yatırım aracı olarak
görülen konutlar, güncel moda ve (sosyal) eğilimlerin takibiyle de gayrimenkul
piyasasını yönlendirir bir hale gelmiştir. Tüm bu yeni yönelimlerle beraber
kullanıcılar açısından, konut sahipliliği ve kullanımındaki amaç farklılıkları
kısacası konut edinme alışkanlıkları değişmiştir. Geçmişten günümüze kişilerin
sosyal sınıfları, statüleri, ait oldukları alt kültürler yaşadıkları konutlar
üzerinden çeşitli semboller yardımıyla okunabilmiştir. Özellikle toplumsal
hareketliliğin olduğu, sosyal sınıf değişimlerinde bu semboller kullanıcılar
için yaşadıkları hayatın birer temsili halini almıştır. Türkiye’de 1980’den
sonra değişen ekonomi politikalarıyla beraber ortaya çıkan yeni sosyal sınıflar
konut yerleşmeleri seçimlerinde ve konutlarını kendileştirmeleri aşamalarında
bu tür sembolik göstergeleri kullanarak, ait oldukları ya da ait olmak
istedikleri toplumsal duruşu konutları üzerinden yansıtmaya çalışmışlardır.
Osmanlı Dönemi’nde yalı, konak veya köşklerde yaşayan;
Cumhuriyet Dönemi’nde ise modern ev ve apartmanlara geçiş yapan üst gelir grubu
konut kullanıcılarının meslek grupları, kültürel yapıları ve sosyal yaşantıları
ile karşılaştırıldığında; günümüzde dışa kapalı konut yerleşmelerinde yaşamayı
tercih eden kullanıcıların sosyo ekonomik ve kültürel yapılarının oldukça
çeşitlilik gösterdiği görülmüştür. Bu çalışmanın konusu olan günümüz üst gelir
grubu konut kullanıcıları farklı düzeylerde eğitim almış, farklı bölgelerden gelen
kısacası birbirinden farklı sosyo-kültürel özelliklere sahip kişilerden
oluşmaktadır. Sözü edilen üst gelir grubu profilindeki çeşitliliğin
tanımlanması ve mekân tecrübelerinin araştırılması açısından, dışa kapalı konut
yerleşmeleri önemli bir çalışma alanıdır.
Dikey dışa kapalı, otel hizmeti veren konut yerleşmeleri
olarak da tanımlanabilen ‘residence’ (rezidans) kullanıcılarının mekân
kullanımına ilişkin davranışlarını inceleyen bu çalışmada elde edilen veriler
ile üst gelir grubu konut kullanıcı profili ve mekânsal deneyimleri analiz
edilerek yorumlanmıştır.
The gated community housing settlements that emerged in the 1990s in
Turkey are especially preferred by high income groups. After the 1980s with the
new socio-economic conditions emerging in the country, lifestyles and housing
preferences have been changing. The meaning of housing and the relationship
between users and their residences have changed.
Today’s residential settlements not only provide a service as dwellings,
they also serve social and cultural needs. They have long been seen as a status
symbol. In recent years, this type of residential buildings behind the dwelling
are preferred as a demonstration of status. It can be said that there are
different types of ownerships and that the aim of ownership has changed.
In the past, social class, status and cultural behaviors can be
understood in terms of ownership of houses with the help of various symbols.
Especially with regard to social movement, demonstrating status has become more
of an issue. After the 80s, with the change in economic policies, new social
classes have emerged, and they have had different experiences as residential
users.
The housing preferences of high-income groups have varied throughout
history. Today, high income groups generally live in residences and they cannot
be classified in terms of their socio-cultural characteristics. They are from
different cities, with different professions and they have different cultural
behaviors. This study focused on residential buildings as a current housing
type and a gated residence building in İstanbul and its users’ spatial
experiences are examined. Surveys and in-depth interviews were undertaken with
the residents. Based on the results of the survey and the interviews, comments
are made about the residence spaces for the future. The high income groups’
experiences are important to understand how new housing typologies are emerging
and spreading. It is aimed at developing an understanding of the relationships
of the users and their houses based on their experiences.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 7 Sayı: 18 |