The idea of a schema is viewed as an organic mechanism by which new experiences are combined with the old ones, and the idea of a schema is viewed as an active organization of previous responses and experiences. New experiences are typically explained to people as being alive, constantly evolving, and affected by each new emotional and cognitive input. While elaborating on this, it is known that all cultural, social, and personal accumulations or experiences are the most effective situations in the individual's memory for the acquisition of new knowledge and behavior. Rather than being formed by discrete, fragmented individual inputs, knowledge acquisition, memory, and behavior are all formed by a combination of these. When the cultural schema is applied in terms of ancient societies, it is possible to assess how those societies' lifestyles and sociocultural resources are reflected in other cultures. Many terms for Canaanite and Phoenician words were drawn from the ancient cultural schema. These phrases capture the Canaanite and Phoenician territories' cultural makeup, way of life, and economic might. The most striking of these are the words purple, merchant and Bible, meaning the Bible, the holy book of Christianity. The reflection of the Phoenicians in the cultural schema of the Greeks led them to name them. In the same way, the Canaanites, who are accepted as the ancestors of the Phoenicians in the Old Testament, are also reflected in the cultural schema of the Hebrews. The aim of this study is to examine the names given to Canaan and Phoenician cultures and phenomena in the cultural schema of Ancient Greek and Near Eastern societies within the framework of western and ancient sources.
Şema kavramı, genel kapsamda kişilere anlatılan, canlı, sürekli gelişen ve her yeni duygusal ve bilişsel girdiden etkilenen yeni deneyimlerin eskilerle birleştiği organik bir mekanizma olarak değerlendirilmiş ve şema kavramı geçmiş tepkimelerin ve deneyimlerin aktif organizasyonu olarak ele alınmıştır. Bunu detaylandırırken bilgi ediniminin, hafızanın ve davranışın birbirinden ayrıştırılmış ve parçalanmış bireysel girdiler ile oluşmadığı ancak tüm kültürel, toplumsal ve kişisel birikim ya da deneyimlerin bireyin hafızasında yeni bilgi ediniminde ve davranışında en etkili durumlar oldukları bilinmektedir. Bir nevi yaşamın bizzat kendisi, insanın sahip olduğu her şey ve akıl karışıklığını engelleyen bir zırhtır. Kültürel şema, bireyin hem yaşadığı topluma ait tüm kültürel unsurları hem de karşılaştığı farklı kültürel özellikleri zihninde biriktirdiği farklı bir alan oluşturmaktadır. Bu açıdan kültürel şema, eskiçağ toplumlarına uyarlandığında toplumların yaşam tarzlarının ve sosyo-kültürel varlıklarının diğer kültürlerdeki yansımaları çözümlenebilir. Öze sadık kalarak sürekli gelişen ve değişen bir kavram olan kültürün yaşadığı toplumun dili ile yakından bir bağlantısı vardır. Bu bağlamda antik dünyanın tüccarları olarak nam salmış Fenike ve ataları olduğuna inanılan Kenan kültürlerinin isimlerinin kökeni diğer toplumlar üzerinde oluşturdukları kültürel şema açısından ele alınabilir. Antikçağ kültürel şemasında Kenan ve Fenike halklarına dair pek çok kelime türetilmiştir. Bu kelimeler tamamen Kenan ve Fenike bölgelerinin kültürel yapısını yaşam ve ekonomik güçlerini yansıtan kavramlardan oluşmaktadır. Bunların arasında en çarpıcı olanları mor, tüccar ve Hristiyanlığın kutsal kitabı olan İncil anlamına gelen Bible kelimeleridir. Bu toplumlara en çok isim veren Grekler ve İbraniler olmuştur. Greklerin kültürel şemalarında Fenikelilerin yansıması onların bilinen isimlerini almalarına neden olmuştur. Aynı doğrultuda Eski Ahit’te Fenikelilerin atası olarak kabul edilen Kenanlılar da İbranilerin kültürel şemalarındaki yansımaları görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, Antik Yunan ve Yakın doğu toplumlarının kültürel şemalarında Kenan ve Fenike kültürlerine ve kültürlerindeki olgulara verdikleri isimleri incelemektir.
Kültürel Şema Kenan Bölgesi Fenikeliler Mor Cultural Shema Cannan Region Phoenicans Purple Merchant
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 32 |