Bu makale Osmanlı fetvalarına yansıyan yönleriyle evlilik içi şiddeti ve müeyyidesini ele almaktadır. Amaç müftülere bizzat sorulmuş olan fetvalardan hareketle Osmanlı toplumunda evlilik içi şiddetin şekillerini ve hâkim hukuk sistemindeki muhtemel yaptırımlarını göstermektir. Anadolu ve Rumeli’de görev yapmış müftülere ait binlerce fetva Osmanlı toplumunda evlilik içi şiddetin genellikle kocadan karısına yönelik olarak gerçekleştiğini göstermektedir. Hakaret ve küfür evlilik içinde kadının maruz kaldığı en yaygın şiddet şeklidir. Müftülerin genellikle tazir öngördüğü bu şiddet şekli kimi durumlarda kocayı liân veya tecdid-i iman yapmak zorunda bırakır. Her iki durum da evlilik bağından kurtulmak isteyen fakat kanuni sebebi olmayan kadınlara tefrik imkânı verir. Müftüler karısını haklı bir sebep olmadan döven kocaya tazir cezası öngörür. Dövmek kendi başına kadına tefrik hakkı vermese bile talâkın bir daha dövmemeye talik edildiği durumlarda boşanma sebebidir. Kocanın zıhâr yoluyla eşini mağdur etmesi veya eşleri arasında adaletsiz davranması hâllerinde tazir gerekir. Kesin bir şekilde boşadığı eşiyle cinsel ilişkiyi sürdüren koca hakkında zina kapsamında ölüme kadar varabilen ağır cezalar lazım görülür. Kadının ikrah altında nikâhlanması ya da evlilik içinde ters ilişkiye zorlanması ağır bir tazir cezasına tabidir. Kocanın karısını kasten veya ihmal suretiyle nafakasız terk ettiği, ikrah altında mehir ve nafaka gibi maddi haklarından feragat ettirdiği veya ölüm hastalığında mirastan mahrum bırakmak amacıyla boşadığı hâllerde kadının hakları korunur. Makale Osmanlı kadının evlilik içinde maruz kaldığı koca şiddetinin fetvalara yansıyan bütün bu şekillerini ve müftüler tarafından gerekli görülen müeyyidelerini betimlemekte ve yorumlamaktadır.
TÜBİTAK Kariyer Geliştirme Programı (3501)
119K818
This article deals with marital violence and its sanction, as reflected in the Ottoman fatwas. It aims to describe the forms of marital violence in Ottoman society and its possible sanctions in the prevailing legal system, based on the fatwas that were asked to the muftis personally. Thousands of fatwas belonging to muftis who served in Anatolia and Rumelia indicate that marital violence in Ottoman society was generally perpetrated from husband to wife. Insulting and swearing are the most common forms of violence against women in marriage. This form of violence, which muftis usually consider the tazir necessary, sometimes compels the husband to make li‘ān or renew his faith. Both situations allow women who want to get rid of the marriage bond but do not have a legal ground to be separated. Muftis deem the tazir necessary for a husband who beats his wife without just cause. Even if beating does not give the woman the right to be separated, it is a reason for divorce in case where the talāq is bound to not beating. Tazir is required in cases where the husband victimizes his wife through zihār or acts unjustly between his wives. Severe punishments up to death within the scope of adultery are deemed necessary for the husband who continues sexual relations with his wife, whom he has definitely divorced. It is subject to a heavy tazir punishment if a woman is married under compulsion or forced to have an anal intercourse within the marriage. The rights of the woman are protected in cases where the husband leaves his wife without alimony intentionally or negligently and forces her to give up tangible rights such as dowry and alimony, and divorces her to deprive of inheritance in fatal illness. The article describes and interprets all these forms of husband violence that Ottoman women were subjected to in marriage, reflected in the fatwas, and the sanctions deemed necessary by the muftis.
119K818
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Proje Numarası | 119K818 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2021 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mayıs 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 38 |