Hz. Peygamber’in vefatından sonra Müslümanların ilk karşılaştıkları konu hilafet meselesi olmuştur. Çünkü Hz. Peygamber, vefatına kadar risâlet görevinin yanında siyasi otoriteyi de elinde bulundurmuştur. Onun vefatıyla risalet vazifesi sona ermiş olsa da İslam toplumunun devamını sağlamak ve geleceğini korumak için adına hilafet denilen siyasi liderliğin devam etmesi bir zorunluluktu. İşte bu sebeple Hz. Peygamberin vefatının hemen akabinde söz konusu liderliğin kim tarafından doldurulacağı sorusu, ilk nesil arasında cevaplanması gereken bir soru haline gelmiş ve bunun etrafında birtakım tartışmalar çıkmıştır. Başlangıçta siyasi olan bu tartışmalar zaman içinde çeşitli toplumsal nedenlerle itikadî bir meseleye dönüşmüştür. Esasında Müslümanların tarihî süreç içerisinde edindiği yönetim tecrübesinin ifadesi olan hilafet, inişli çıkışlı çeşitli merhalelerden geçmiş olmakla birlikte ilga edildiği 3 Mart 1924’te kadar İslam toplumunun en temel siyasî müessesesi konumunda olmuştur. Gerek hilafetin ilga sürecinin öncesinde gerekse sonrasından günümüze kadar hilafet üzerine birçok tartışma yapılmış ve bu konuda önemli eserler kaleme alınmıştır. Biz de bu çalışmamızda yazdıklarıyla ve fikirleriyle hilafet tartışmalarında önemli yer tutan Türk hukukçu Muhammed Seyyid Bey, Mısırlı hukukçu Abdurrazık Senhûrî ve Pakistanlı âlim Ebu’l Alâ Mevdûdî’nin hilafet hakkındaki görüşlerini ortaya koyup İslam hukuku açısından değerlendirmeye çalıştık.
The issue of caliphate coming to existence after Prophet Muhammad is the first problem that Muslims confronted. Because, the Prophet held political authority in addition to her prophethood until her death. Even though the mission of the prophethood ended with his death, the continuation of the political leadership, called the caliphate, was a necessity in order to ensure the continuation of the Islamic society and to protect its future. For this reason, the question of who will fill the leadership in question immediately after the death of the Prophet has become a question that needs to be answered among the first generation, and some debates have arisen around it. These discussions, which were initially political, have turned into a religious issue for various social reasons over time. In fact, the caliphate, which is the expression of the administrative experience of the Muslims in the historical process, has gone through various stages with ups and downs, but has been the most basic political institution of the Islamic society until March 3, 1924. Many discussions have been made on the caliphate, both before and after the abolition of the caliphate, and important works have been written on this subject. In this study, we have revealed the views of Turkish jurist Muhammed Seyyid Bey, Egyptian lawyer Abdurrazık Senkhuri and Pakistani scholar Ebu’l Ala Mevdudi, who have an important place in the caliphate discussions with his writings and ideas, and evaluated them in terms of Islamic law.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2021 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mayıs 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 38 |