Cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadına yönelik ayrımcılığa son verilmesi adına, ulusal ve uluslararası düzeyde pek çok çalışma ve hukuki düzenlemeler yapılmaktadır. Ayrımcılık ve fırsat eşitsizliği, dini, tarihi, sosyal, politik ve kültürel kökleri olan, önyargılarla kuşatılmış eril zihniyetin topluma dayattığı cinsiyet kalıplarından beslenmektedir. Öyle ki kadına yönelik ayrımcılığı normalleştiren zihniyet, kelimeler, deyimler, atasözleri, belli kavram ve uygulamalar yoluyla dilde yaşamakta, önyargı ve ayrımcılık içeren tutum ve davranışlar kelimelere aktarılarak, dile, kültüre ve dahası hukuk metinlerine kadar taşınabilmektedir. Türkiye’nin de taraf olduğu ve bir bakıma kadının insan haklarının düzenlendiği, Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) m 2/f hükmünde, ayrımcılığın dilde başladığına vurgu yapılarak, taraf devletlerden, mevzuatlarındaki ayrımcılık ve cinsiyetçilik taşıyan ifadeleri değiştirmeleri ya da kaldırmaları, yerlerine eşitlikçi ve kapsayıcı bir dille kadın erkek eşitliğini koruyan ve güçlendiren düzenlemeler getirmeleri istenmektedir. Bu çalışmada, Türk Ticaret Kanunu (TTK), CEDAW m 2/f ışığında inceleme konusu edilmektedir. Nitekim ticaret alanında, iş adamı, adam çalıştırma ve gemi adamı gibi kavramlar üzerine inşa edilmiş, kapsamlı bir ticari mevzuat ve hukuk uygulaması bulunmaktadır. Benzer şekilde Türk hukuk mevzuatı genel olarak incelendiğinde insan ya da kişi kavramı yerine cinsiyetçi bir söylem olan “adam” ifadesinin sıklıkla metinlerde kullanıldığı dikkat çekmektedir. Açıkça erkeği, örtülü olarak ise kadını işaret eden cinsiyetçi kavramlar yerine, kapsayıcı ve eşitlikçi kavramlar tercih edilmelidir. CEDAW’a taraf olunması ve sözleşme hükümlerinin TC Anayasası (AY) m 90/5 hükmü gereği kanun üstünde olması karşısında, Türk Ticaret Kanunu’nun cinsiyetçi söylemlerden arındırılması, anayasanın bir gereğidir. Eşitlikçi kavram önerilerini de içeren bu çalışmayla, küreselleşme ve dijitalleşmeyle dönüşen ve gelişen ticarette, TTK’nın yeri ve etkisinin güçlendirilmesi için kadın erkek eşitliğini vurgulayan ve fırsat eşitsizliğinin önüne geçmeyi hedefleyen düzenlemeler yapılması gerekliliği hatırlatılmaktadır.
Toplumsal Cinsiyet Kadın Hakları Fırsat Eşitliği İş adamı Kararı İlkesi Gemi Adamı Ayrımcılık Yasağı
To ensure gender equality and end the discrimination against women, many studies and legal arrangements are being made at the national and international levels. Discrimination and inequality of opportunity are fueled by gender stereotypes imposed on society by the masculine mentality, which is surrounded by prejudices with religious, historical, social, political, and cultural roots. Thus, the mentality that normalizes discrimination against women is embedded in the language through words, idioms, proverbs, certain concepts, and practices. Moreover, attitudes and behaviors involving prejudice and discrimination can be transferred to language, culture, and even legal texts through words. Art. 2/f of the Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination against Women (CEDAW), to which Turkey is a party and which, in a sense, regulates the human rights of women, emphasizes that discrimination begins with language. It requires state parties to modify or abolish discriminatory and sexist expressions in their legislation and to replace them with regulations that protect and strengthen the equality of women and men with egalitarian and inclusive language. In this study, the Turkish Commercial Code (TCC) is analyzed in the light of Art 2/f of CEDAW. This is because comprehensive commercial legislation and legal practices exist in the field of trade, which are built on concepts such as businessman and seaman. Similarly, when the Turkish legal legislation is analyzed in general, the frequency with which the sexist term “man” is substituted for the concepts of human being or person is notable. In lieu of such sexist concepts that refer explicitly to men and implicitly to women, inclusive and egalitarian concepts should be preferred. The TCC must be devoid of sexist language because Turkey is a signatory to CEDAW and Art. 90/5 of the Turkish Constitution places the convention’s provisions above the law. This study, which also includes proposals for egalitarian concepts, draws attention to the necessity of making regulations that emphasize the equality of women and men and aim to prevent inequality of opportunity in order to strengthen the place and impact of the TCC in trade, which is transforming and developing with globalization and digitalization.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Environmental Law |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | October 2, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 81 Issue: 2 |