Özellikle 1980’lerin başından itibaren sosyal refah devletinin aksayan yönleri üzerine vurgu yaparak, piyasa öncülüğünde ve prensipleri ile devletin, sosyal ve ekonomik alandan tasfiye edilmesi sureti ile ulus devletlerin küreselleşmesini ve ekonomik refahı hedefleyen neoliberal politikalar son yıllarda sıklıkla akademik ve siyasal alanın tartışma konusu olmuştur.
1929 bunalımı ile birlikte ortaya atılan, Keynezyen sosyal refah devletinin, ulus devlet eksenli, devlete yüklediği sosyal sorumluluklarla toplumsal kalkınmada, kamu girişimciliği ve yatırımcılığını önceleyen anlayış, uzun yıllar pek çok ülkede uygulanmıştır. Neoliberaller tarafından özellikle 1970’li yıllarda görülen ekonomik kaynaklı krizlerin “üreticisi” sıfatı ile pejoratif bir eleştiriye maruz kalan refah devleti, 1990’lı yıllarda üçüncü yol yaklaşımı ile tekrar sosyal politikalar ve ekonomik işleyiş bağlamında gündeme gelmiş ve tartışılmaktadır.
Neoliberal politikaların bireysel ve toplumsal yaşamda ortaya çıkardığı risk, belirsizlik ve güvensizliklere karşı bireyleri, devlet müdahalesi ve sosyal yatırımlar yoluyla aktif bir hazırlıklı hale getirme durumunu işaret eden üçüncü yol yaklaşımı; sosyal refah devletinin sosyal politika öncelikleri ile neoliberalizmin piyasa ilkeleri arasında tavrını ikincisinden yana koyarak sosyal politikaların revizyonunu amaçlayan bir yaklaşım olarak kabul edilmektedir.
Neoliberalizm Sosyal Politika Sosyal Refah Devleti Üçüncü Yol
Bölüm | Sayı |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Kasım 2017 |
Gönderilme Tarihi | 10 Kasım 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Özel Sayı - ICEBSS 2017 |