Türkiye Cumhuriyeti’nin “Kurucu İktidarı” Osmanlı
Devlet ve toplum yapısını çağdaş/modern bir devlet ve toplum yapısına dönüştürürken
çeşitli hukuki süreçler yürütmüştür. Kurucu iradenin ve özellikle Atatürk’ün hedeflediği
anayasal düzen, ortaya koyulan hukuki belgelerin incelenmesi suretiyle en iyi
ve doğru şekilde anlaşılabilir. Bu gerçekten yola çıkarak ele alınan, 1921
Teşkilat-ı Esasiye Kanunu, 1924 Anayasası ve ulusal ya da uluslararası normatif
düzenlemeler yapan hukuki belgeler, yapılan temel değişikliklerin demokrasi
ideali ile örtüştüğünü göstermektedir. Milli egemenlik, demokrasi, insan
haklarına saygı, temel hak ve özgürlüklerin anayasal güvencelere bağlanması,
kuvvetler ayrılığı, kadın erkek eşitliği, uluslararası toplum ile barış içinde
yaşama kararlılığı gibi evrensel değerler tarihsel süreç içinde yeni kurulan
devletin pozitif hukukunda yerlerini almıştır. TMBB’nin kuruluşundan Atatürk’ün
ölümüne kadar üzerinde çalışma yapılan sürecin totaliter devletler ve
diktatöryal liderler çağı olduğu göze çarpmaktadır. Buna karşın, kurucu iktidarın
hem devlet hem de toplum yapılanmasında, çağdaş anayasal demokrasi idealine uyumlu
hukuki düzenlemeleri yine demokrasi anlayışıyla uyumlu yöntemler ile
gerçekleştirdiği tespit edilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2018 |
Kabul Tarihi | 26 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 5 Sayı: 9 |