Fotoğraf tarihi boyunca birbirinden farklı yöntem ve anlatım
biçimleriyle karşımıza çıkan fotoğraf teknolojik, bilimsel ve ekonomik
gelişmelere bağlı olarak bir yandan anolog diğer yandan dijital teknolojiyi
aynı anda deneyimleyen bir sanat dalıdır. Bu deneyim biçimleri kimi zaman
19.yüzyılın kamerasız uygulamaları olan teknikler ile , kimi zaman 1950 sonrası
modernizme karşı tavır sonucu ortaya çıkan yeni Avrupa resim anlayışının
avangard uygulamaları ile; ya da postmodernizmin sanat felsefesi ve fikirleri
ile karşımıza çıkmaktadır.
Fotoğraf ortamı son 20 yılda
benzeri görülmemiş bir hızla değişmektedir. Artık hepimizin cebinde ya mobil
telefon ya da fotoğraf makineleri bulunmaktadır. Bresson’un karar anı için
belirleyici sözü olan “fotoğraf çekmek için doğru zamanda doğru yerde olmak”
düşüncesi artık zorunlu olmaktan çıkmaktadır. İmge doygunluğu yaşayan
dünyamızın içinde bulunduğu zorluk tüm bu imgelerle ne yapılması
gerekliliğidir. Bu amaçla kimi fotoğrafçılar ve sanatçılar fotoğrafik
malzemenin kendisini nesne gibi kullanarak yenilikçi stratejiler
geliştirmişlerdir.
Teknolojik gelişmelerin
sonucu fotoğraf endüstrisinin sunmuş olduğu olanakları kullanan sanatçılar bu
teknolojik üretim biçimleriyle (ışığa duyarlı malzemeler, kimyasal çözeltiler)
yeni bir anlatım dili geliştirdiler. Çağdaş fotoğraf sanatında hızla gelişen
dijital teknoloji ve bu teknolojinin sunmuş olduğu olağanüstü olanaklara
karşın, kimi sanatçılar, analog fotoğrafı ve fotografik malzemenin kendisini
bir nesne gibi kullanmışlardır. Bu bildiride, fotoğrafik malzemenin fotoğraf
sanatına deneysel bir yaklaşımla nasıl bir görsel dil oluşturduğu sanatçı
çalışmaları üzerinden incelenmiş ve yorumlanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Temmuz 2019 |
Gönderilme Tarihi | 22 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 2 Sayı: 1 |