Kültürel miras; kültürel ve sosyal bir süreç, belirli olayların gerçekleşmesiyle edinilen deneyimler olarak, kültürümüzle, tarihimizle ilgili somut ve soyut değerlerin bir bütünüdür. Arkeolojik alanlar, farklı nitelikleri, sahip oldukları potansiyelleri ve sorunlarıyla kültürel mirasın önemli bir parçasıdır. Kültürel miras alanları içinde bu kültür varlıklarının çok daha kolay ve hızlı bir şekilde yok olduğu bilinmektedir. Bu sebeple bu alanların belgelenmesi ve korunması oldukça önem kazanmaktadır. Bu alanların korunarak gelecek nesillere aktarılması, UNESCO, ICOMOS ve Avrupa Konseyi gibi uluslararası kuruluşların da gündemindedir.
Türkiye barındırdığı arkeolojik sit alanları, anıtlar gibi farklı unsurlarla arkeolojik kütür konusunda oldukça zengindir. Bu zenginliğin görüldüğü bölgelerden biri Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan Van Kenti’dir. Kentte bulunan Urartu Krallığı’na ait Meher Kapı Kutsal Alanı, Van Kalesi’nin 7 km kuzeydoğusunda, Zımzım Dağı’nın güney yamaçlarında yer almaktadır. İnşa tarihi M.Ö. 9. yüzyılın son çeyreği olan yapı, literatürde Urartu Uygarlığının açık hava kutsal alanlarından biri olarak tanımlanmaktadır. Ancak yapı ve çevresinin günümüzde önemli bir tahribata maruz kaldığı izlenmektedir.
Yapının koruma ve sunum yaklaşımlarının günümüzde geldiği noktayı, bu mirasın, tarihsel süreç içerisinde yaşadığı dönüşümü anlamak ve eserin korunmasına yönelik bir farkındalık yaratmak bu çalışmanın odağını oluşturmaktadır. Bu doğrultuda; alan incelemesi ve literatür taraması yapılmıştır. Çalışma kapsamında Dünya ve Türkiye’deki koruma ve sunum modellerine de değinilerek eserin bakım ve onarımının yapılması, yakın çevresinin iyileştirilmesi, ulaşım olanaklarının arttırılması ve etkin tanıtım faaliyetleri ile kentin önemli turizm destinasyon merkezlerinden biri haline getirilmesi hususunda önerilerde bulunulmuştur. Böylelikle bu nitelikli kültür varlığının hem yakın çevresi ile korunmasına hem de kentin tanıtımına önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Van Urartu Meher Kapı Kültürel Miras Koruma Cultural Heritage Conservation
Cultural heritage; it is a collection of tangible and intangible values related to our culture and history as a cultural and social process, experiences gained through the realization of certain events. Archaeological sites, which constitute an important part of cultural heritage sites, are cultural assets that need to be addressed with their different qualities, potentials and problems.Archaeological assets, which can disappear much more easily and quickly than other cultural heritage items, need to be documented and protected. Preserving the archaeological heritage and presenting it to the public is one of the issues emphasized in the statutes of international organizations such as UNESCO, ICOMOS and the Council of Europe.
Turkey is very rich in archaeological culture with different elements such as archaeological sites and monuments. One of the regions where this richness is seen is the City of Van, located in the Eastern Anatolia Region. The Meher Kapı Sanctuary of the Urartian Kingdom in the city is located 7 km northeast of the Van Castle, on the southern slopes of Zımzım Mountain. Construction date BC. The building, which is the last quarter of the 9th century, is defined as one of the open-air sanctuaries of the Urartian Civilization in the literature. The building and its surroundings have been severely damaged today.
The focus of this study is to understand the point where the preservation and presentation approaches of the
building have reached today, to understand the transformation of this heritage in the historical process, and to raise
awareness about the preservation of the monument. In this context; field study and literature review were made. By
mentioning the prominent conservation and presentation approaches in the world and in Turkey, suggestions have been
made to make the city one of the important tourism destination centers with its maintenance and repair, improvement of
its immediate environment, increasing transportation opportunities and effective promotion activities. Thus, it is thought
that this qualified cultural property will make an important contribution to both the protection of its immediate
surroundings and the promotion of the city.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Mart 2023 |
Gönderilme Tarihi | 9 Ocak 2023 |
Kabul Tarihi | 2 Mart 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 8 Sayı: 1 |