Özet
Tarih,
yorumlanmış bir bilgi olarak kaynaklara geçer. Yorumlanmış bilgi, bir olayla
ilgili birçok anlatının olmasına neden olur. Bu durum mekân ve insanın dâhil
olduğu tüm zamanların takip edilme zorluğundan ileri gelir. Tarihin kurgusal
metinlere kaynaklık etmesi ise ‘ikincil bir kurgulama’dır. İkincil kurgulamada
yazarın sorumluluğu ve kurgusal metnin hedefleri arasındaki ilişki önem
kazanır. Eserin okuyucuya yaklaşımını belirleyen bu ilişkinin zemini olan
tarihî bilgide insan eksiktir. Yazar her ne kadar kaynaklardan hareketle tarihî
kişileri dipnot göstererek tanıtsa da; karakterleştirmeyle ilgili boşluğu
muhayyilesinde doldurabilmektedir.
Türk
edebiyatında Osmanlı dönemini anlatan tarihî romanlar etik mesafe bakımından
farklılık göstermektedir. Özellikle yazar anlatıcının yer aldığı anlatılarda
karakterlerin iç dünyalarını yansıtan yazardır ve yazar, kurmaca eserin
bilincini ideolojisine göre sunmaktadır. Bu karakterlerin gerçek kişilerle
kurulması ise Osmanlı hakkındaki olumlu ya da olumsuz bakışın sorgulanmasını
getirecektir.
Osmanlı’ya
olumsuz bakışın sergilenme sebeplerinden biri metaforik olarak ‘babanın oğlu
öldürmesi’ yani birey olmanın önünün kapatılması meselesi üzerinedir.
Bireyleşme babanın/otoritenin kaldırılmasıyla mümkündür. Oğlun kendini gerçekleştirmesi
için babanın öldürülmesi veya babanın itaat etmesi gerekir. Baba, oğluyla
savaşırken aslında geçmişteki otoriteyle yani kendisiyle savaşır. Babanın
vazgeçişi ise, yeni bir düzen getirir. Sultanlar oğullarıyla mücadele ederken
ya geçmişlerindeki savaşlarını hatırlayıp vazgeçecek ya da oğullarını öldürüp
dengenin bozulmasına engel olacaklardır. Geçmişte bozulan her denge
gelecektekini korumak için çabalar. Sonuç olarak ya itaat edilecek ya mücadele
edilecek; ya da otoritenin kendisi olunacaktır. Çünkü babayı yenmenin yolu
onunla özdeşim kurmakla mümkündür. Bu özdeşimde baba, babalığı kendi babasıyla
ortaya çıkan kompleksleriyle deneyimler.
Çalışmada,
tarihî kişilerden I. Murat, Kanuni Sultan Süleyman, III. Mehmet ve Safiye
Sultan hakkında değerlendirmeler yapılmıştır. Bu üç padişahın ortak özelliği
oğullarını öldürmesidir. Safiye Sultan ise torununun ölmesine neden olan tarihî
kişiliktir. Tarihî romanlar üzerinden sürdürülen bu makale, ‘kolektif
bilinçdışı’, ‘alfa erkek’, ‘pederşahî erkek’, ‘Oidipus kompleksi’, ‘Babanın
Adı’, ‘narsisizm’, ‘ayna evresi’,
‘Herakles/atreus kompleksi’, ‘medeia kompleksi’ kavramları bakımından ele
alınarak, Osmanlı dönemi hakkındaki tarihî romanlarda bireyleşememe olgusu
tartışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2018 |
Gönderilme Tarihi | 27 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 4 Sayı: 8 |
Uluslararası Beşeri Bilimler ve Eğitim Dergisi
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC-ND 4.0) ile lisanslanmıştır.