This essay delves into the phenomenon of the "unveiling of Sufis" and traces Yaman Dede's journey to becoming a dervish within the Mavlavī Order in the Republic of Turkey. The Mavlavī Order, a longstanding Islamic Sufi tradition dedicated to preserving the spiritual teachings of Mevlānā Jalāl ad-Dīn Rūmī and his successors for over seven centuries, faced challenges under Turkey’s secularization policies in 1925. This essay explores the extent to which the Mavlavī Order could practice its religious rituals within the secular framework of the Turkish Republic. Additionally, it examines the compelling appeal of the Mavlavī Order to seekers, worshippers, and intellectuals, a call that resonated deeply with Yaman Dede, a Christian Orthodox individual from Anatolia. Through biographical insights into Yaman Dede's identity quest amidst the backdrop of his conversion story, the essay sheds light on his inner turmoil caused by the clash of two faiths, ultimately leading to personal reconciliation as he embraced the path of a Mavlavī dervish. The latter part of the essay delves into the dynamics of the master-disciple relationship, with a focus on the interaction between Remzi Dede and Yaman Dede as a case study. Furthermore, it explores the enduring intellectual legacy of Yaman Dede and its impact on shaping the contemporary Sufi tradition in Turkey.
Bu çalışma tasavvufun keşfi olgusunu ele almakta ve modern Türkiye’de yaşamış olan Yaman Dede'nin Mevlevî tekkesinde derviş olma yolculuğunun izini sürmektedir. Yedi asırdan fazla bir süre boyunca Mevlânâ Celaleddin Rûmî ve onun haleflerinin ruhani öğretilerini korumaya adanmış köklü bir İslami Sufi geleneği olan Mevlevî tekkesi, 1925 yılında Türkiye’nin sekülerleşme politikaları altında bir takım değişikliklere maruz kalmıştır Bu makale Mevlevi tarikatının dini ritüellerini Türkiye Cumhuriyeti'nin laik çerçevesi içinde ne ölçüde uygulayabildiğine değinecektir. Bununla birlikte, Anadolu'dan Hıristiyan Ortodoks bir birey olan Yaman Dede'de derin yankı uyandıran bir çağrı olan Mevleviliğin etkileri incelenmektedir. Bu makale, Yaman Dede'nin ihtida öyküsünün arka planındaki kimlik arayışına biyografik bakış açısı sunarak onun iki inancın çatışmasının neden olduğu iç çalkantılarına ışık tutup onun bir Mevlevi dervişinin yolunu benimsemesini değerlendirmektedir. Makalenin son kısmı, Remzi Dede ile Yaman Dede arasındaki etkileşime bir örnek olay olarak odaklanarak mürşit-mürit ilişkisinin dinamiklerini araştırmaktadır. Ayrıca Yaman Dede'nin nesilden nesile geçen entelektüel mirasını ve bunun Türkiye'deki çağdaş Sufi geleneğini şekillendirmedeki etkisini araştırmaktadır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Çeviri ve Yorum Çalışmaları, Karşılaştırmalı ve Ulusötesi Edebiyat, Modern ve Postmodern Edebiyat, Edebi Çalışmalar (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2024 |
Gönderilme Tarihi | 4 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 7 Nisan 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 10 Sayı: 21 |
Uluslararası Beşeri Bilimler ve Eğitim Dergisi
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC-ND 4.0) ile lisanslanmıştır.